“Dünya Emekçi Kadınlar Günü; 8 Mart 1857’de New York’ta grev sırasında ölen yüzlerce emekçi kadının direnişiyle sembolleşen bir mücadele günüdür.Kapitalizmin yarattığı anneler günü, babalar günü, sevgililer günü gibi bir çok günün aksine bugün sisteme boyun eğme değil isyan günüdür. Kapitalist ve ataerkil sistem tarafından bundan 161 yıl önce katledilen emekçi kadınların ve bunun gibi geçmişten bugüne haksızlığa uğrayan bütün kadınların günüdür. Bugün annelere veya eşlere mutfak robotu alma günü değildir, bugün onları mutfaktan çıkarıp mücadeleye çağırma günüdür. Geçmişten günümüze kadının sömürülmesi konusunda değişen şey sadece sömürü yöntemi oldu. Emek gücü daha değersiz görülerek daha ucuza çalıştırıldı. Bu gün başta iş hayatında olmak üzere kadının hayatının her alanında sömürülmesine karşı durmak için buradayız Bütün dünyada kadına yönelik şiddet artıyor, kadın hala kocanın malı ve tek görevi anne olmak olan bir varlık olarak görülüyor. Toplum kadını erkek egemen sistemin devamlılığı adına yönetilebilir,sindirilebilir ve bireyselliğini ezilebilir hale getirmek adına dini manevi kültürel değerler adı altında kalıplara sokup, ona yapamayacağı işleri, meslekleri ve hatta hareketleri belirlemeye ve ikinci sınıf insanlar olduklarını; cinsiyetlerin eşit olmadığı gibi bağnaz düşünceleri bilinç altına işlemeye çalışıyor. Kadınların toplumun çizdiği sınırlara hapsolmaması ve bireyselliklerinin düşüncelerinin ve bedenlerinin sadece ve sadece kendilerine ait olması için mücadelemize devam edeceğiz.Kadını seks objesi olarak gören, kadının tecavüze uğramasını kadının suçu sayan, giydiği kıyafetin, dışarda olduğu saatin tecavüz sebebi olabileceğini kabul eden zihniyetler oldukça kadınlar ne sokakta ne işte ne de evde rahat edemeyecekler. Kadına tecavüzün ve tacizin hiçbir şekilde meşrulaştırılamaması, kadının sokakta istediği saatte istediği kıyafetle gezebilmesi için biz bugün burda toplandık. Toplumun özgürleşmesi, en önce o toplumun kadınlarının özgürleşmesinden geçer. Bizler, bugün burda olsun veya olmasın daha eşit, daha adil ve daha refah bir yaşamın özlemini duyan bütün kadınların sesi olmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini yükseltmek için toplandık. Kadını ötekileştiren, regl kanından kahkahasına kadar müdahale eden bu baskılardan sıyrılıp, barışın habercisi olacağız. Bunların yanı sıra karanlığa inat, kadın yaşamını, kadının toplumdaki yerini ve haklarını git gide dile indirgemeye çalışan ve her geçen gün tehdit eden eril düzene karşı birleşiyor ve mücadelemizi tek bir güne değil yaşamın her anına yayıyoruz. Kadınları evlerine hapsetmek isteyen, kaç çocuk yapacağından, ne giymeleri gerektiğine kadar müdahele eden bu zihniyete ve özgürlüğü elimizden almaya çalışan bütün baskılara karşı direniyoruz.
Biz Akçay Kültür Sanat Derneği ,Bağımsızlık Yolu, Güzelyurt Geliştirme ve Kalkındırma Derneği , Kalkanlı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği , Kadın Eğitimi Kolektifi ,Sosyalist Düşünce Topluluğu olarak her defasında da vurguladığımız uzere bununla hayatımızın her alanında mücadele ettiğimiz gibi devleti kadına yönelik şiddet konusunda etkin tedbirler almaya ve her bölgeye olan talebimiz gibi Omorfo’ya olan sığınma evi talebimizi yerine getirmeye çağırıyoruz. Yaşasın kadınların meşru hakları, yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.”
Akçay Kültür Sanat Derneği ,Bağımsızlık Yolu, Güzelyurt Geliştirme ve Kalkındırma Derneği , Kalkanlı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği , Kadın Eğitimi Kolektifi ,Sosyalist Düşünce Topluluğu