Seçimde sandığa gitmeyeceğini, oy vermeyeceğini dile getiren vatandaşlarımızın, sandığa gitmeme gerekçesi olarak haklı bir biçimde ortaya koydukları çeşitli konular var.
1 – Vatandaşlarımız diyor ki boş vaatlerde bulunan, sürekli tutamayacağı sözler veren, geçmişte yarattıkları hayal kırıklıklarına rağmen halâ yüzleri hiç kızarmadan hiçbir şey olmamış gibi bol keseden vaat sallayan partilere oy moy yok.
2 – Vatandaşlarımız diyor ki, sürekli “hükümete gelirsek şunu yapacağız bunu yapacağız” diye ortalarda dolaşıyorsunuz, ama hükümet olunca iktidar olamıyorsunuz, hiçbir şeye gücünüz yetmiyor, elinizden hiçbir şey gelmiyor, o yüzden size oy moy yok.
3 – Vatandaşlarımız diyor ki; bugüne kadar hükümete gelmiş bütün partilerin içini ya kodamanlar doldurmuş durumdadır, ya da yıllardır profesyonel siyasetin içinde olan, geçimini yıllardır siyasetten sağlayan kişiler. Yani meclise gelmiş tüm siyasi partilerin yöneticileri ve adayları halktan kopuk durumdadır, geçim derdi nedir bilmezler. O yüzden size oy moy yok.
4 – Vatandaşlarımız diyor ki, elinizde kaynak yok bütçe yok, ya Türkiye’ye para dilenirsiniz, ya da içeride borçlanırsınız, o yüzden ben sizi niye seçeyim, sonuçta gene parayı bulamayacaksınız, bu ülkeye hiçbir katkınız olmayacak, size oy moy yok.
5 – Vatandaşlarımız diyor ki, normal zamanlarda ortalarda yoksunuz, seçim zamanı gelince hepiniz sıraya dizilip oy istersiniz. Seçimler olmasa kimsenin halkı hatırlayacağı yok. O yüzden size oy moy yok.
6 – Vatandaşlarımız diyor ki, bu düzen bozuktur, bu sistem bozuktur. Siz bize bu düzeni, bu sistemi nasıl değişeceğinizi anlatacağınıza, gelip bize bu bozuk sistemi nasıl iyi bir şekilde yöneteceğinizi anlatıp hayal satıyorsunuz. Çirkef tarlasında gülistanlık olamayacağını bile bile size niye oy verelim? Hepiniz bu düzenin ve bu rejimin parçasısınız, o yüzden size oy moy yok.
Vatandaşlarımız öfkesinde haklıdır, tüm bu şikayetleri konusunda haklıdır. Vatandaşlarımız, düzen partilerine oy vermek istememekte haklıdır. Bu öfkenin, bu haklılığın düzen partilerinin yüzüne bir tokat gibi çarpmasının yollarından bir tanesi, seçimlere ilk kez katılacak olan emekçinin partisi Bağımsızlık Yolu’na mühür vurmaktır. Vatandaşların öfkeli olduğu, şikayetçi olduğu yukarıdaki 6 maddeden Bağımsızlık Yolu da şikayetçidir ve öfkelidir:
1 – Bağımsızlık Yolu diyor ki, size vaat edebileceğimiz tek şey mücadeledir. Bağımsızlık Yolu, mücadele dışında hiçbir vaatte bulunmamıştır. Emekçinin ve halkın talepleri için mücadele edeceğiz. Başka hiçbir vaadimiz yok, kimseyi boş vaatlerle kandırmaya niyetimiz de yok.
2 – Bağımsızlık Yolu diyor ki, bu ülkede hükümet olmak demek iktidar olmak demek değildir. Hükümete geldiğinde elinin kolunun bağlı olacağını bile bile “iktidar” naraları atanlar, yıllardır hayal kırıklığı yarattılar. Bağımsızlık Yolu ise “hükümete değil bu düzeni değiştirmeye adayız” diyor. Meclise girsek ve hatta hükümete gelsek bile, iktidarMIŞ gibi yapmayacağız, hükümetçilik oynamayacağız, hükümet olmanın iktidar olmak anlamına gelmediğinin bilinciyle, hükümeti ve meclisi de bir mücadele aracı olarak kullanacağız.
3 – Bağımsızlık Yolu’nun içinde ne kodamanlar vardır, ne büyük sermayedarlar, ne büyük patronlar, ne Ultra Zenginler, ne de yıllardır koltukları ve makamları tutmuş ve geçimini siyasetten sağlayan kişiler. Bağımsızlık Yolu’nun tüm milletvekili adayları emekçilerdir, halkın içindendir, özel sektör çalışanlarıdır, esnaftır, küçük işletme sahipleridir, meslek sahipleridir, kamu emekçileridir.
4 – Bağımsızlık Yolu, “kaynak yokken halka vaatlerde bulunmak yalan söylemektir, önce nasıl kaynak bulacağınızı anlatmanız gerek” diyerek, halka nasıl kaynak bulunacağını açıklayan tek parti olmuştur. Bu çerçevede, Servet Vergisi’ni ve Ultra Zenginlere Yönelik Acı Reçete’yi yıllardır gündeme getirmektedir.
5 – Bağımsızlık Yolu, “normal zamanlarda” da sokaktadır. Bağımsızlık Yolu, daha önce hiçbir seçime katılmamış olmasına rağmen, daha önce sandıkla ilgili hiçbir beklentisi olmamasına rağmen, yine de yıllardır sokakta olmaktan, mücadele etmekten, mücadelesini hayatın her alanında ve her zaman sürdürmekten geri durmamıştır. Sadece seçim zamanı ortaya çıkan siyasi partilerden farklı olarak, Bağımsızlık Yolu mücadelesini meclis dışında da her zaman veriyordu. Bu sefer ise ilk kez seçimlere de katılacak.
6 – Bağımsızlık Yolu, bütün seçim kampanyasını düzene karşı bir çizgide yürütmüştür. Bütün düzen partileri “şunu yapacağız bunu yapacağız” diye ortalıkta dolaşırken, Bağımsızlık Yolu “biz bu düzene çomak sokacağız, düzen partilerini rahatsız edeceğiz” demiştir. Bu kısacık seçim kampanyası döneminde bile Bağımsızlık Yolu televizyon programlarında ve diğer çeşitli mecralarda düzen partilerine ve onun temsilcilerine karşı gösterdiği duruş ve verdiği rahatsızlık ortadadır.
Uzun lafın kısası şudur: Düzen partileri, zaten halkın iradesine ve gerçek bir demokrasiye inanmamaktadır. Halkın seçimlere ne oranda katıldığı umurlarında bile değildir, yeter ki kendi koltukları sağlam kalsın, kendi makamları yerinde dursun, yeter ki meclise ve hükümete kapağı atsınlar. O yüzden sandığa gitmeyerek ve oy vermeyerek gösterilecek tepki, ne yazık ki düzen partilerini yerinden bile kıpırdatmayacaktır. Oysaki düzen karşıtı bir partinin mecliste olması, düzen partilerinin temsilcilerine sürekli rahatsızlık verecek bir partinin mecliste olması, düzen partilerine ve onların yıllardır sürdürdükleri bu masgaralığa bir çomak sokmak, bir tokat atmak anlamına gelecektir. O yüzden, gelin hep birlikte emekçinin partisi Bağımsızlık Yolu’na mühür vuralım. Bağımsızlık Yolu’na vurulmuş her mühür düzene ve düzen partilerine vurulmuş bir tokat olacaktır. Tepkimizin ve öfkemizin boşa gitmesine izin vermeyelim, Bağımsızlık Yolu’na oy verelim!
Bağımsızlık Yolu (a)
Genel Sekreter
Celal Özkızan