Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, Derviş Doğan’ın sunduğu Off the Record programına katılarak önemli açıklamalarda bulundu.
Bağımsızlık Yolu olarak 1. olağan kurulumuzda ortaya koyduğumuz ve 2. olağan kurulumuzda parti programına çevirdiğimiz yaklaşımımız şunu söylüyor, iyi insanlar, iyi partiler, iyi kişiler, iyi gruplar veya iyi niyetler bu mevcut rejimin yapısal durumunu değiştiremez. Yaratabileceği tek değişim o insanların yıpranması, demoralize olması, çıkar ilişkileri içine dahil olması, belki de şantajlara maruz kalmasıdır. Bunu devamlı yaşıyoruz, kişi olarak tanıdığımız, sevdiğimiz kişilerin parti farketmeksizin iyi niyetlerle geldikleri makamlarda bir şey yapmaya çalıştığı oranda da kirlendiğini gördük. O yüzden biz şahısların iyliğinin değil siyasetinin uzlaşmazlığının, kimden yana olduğunun netliğinin önemli olduğunu düşünüyoruz dedi. Biz emekçiden yana bir partiyiz, bu rejimi ancak emekçiler değişebilir dedi.
TÜRK LİRASI’NDAKİ DEĞER KAYBI TÜRKİYE’DE ZEMİNİNİ KAYBETMİŞ İKTİDARIN, MANTIKSIZCA ATMAKTA OLDUĞU ADIMLARLA BAĞLANTILDIR.
Türk Lirası’nın sürekli değer kaybetmesi ve yönetenlerin bununla ilgili aksiyon almamasına da değinen Rahvancıoğlu, genel olarak gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değer kaybetmesi pratiği özellikle 2011’deki uluslararası finansal krizle birlikte ciddi bir süreç olarak yaşandı. Ancak son 6 aydır özellikle TL’deki değer kaybının genel olarak gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde yaşanan değer kaybıyla ilgili olmadığını, tamamiyle Türkiye ile ilgili olduğunu, Türkiye’de zeminini kaybetmiş iktidarın, mantıksızca atmakta olduğu adımlarla bağlantılı olduğunu aktardı.
Rahvancıoğlu, çeşitli zamanlarda düşünülmüş öneriler oldu, Euro’ya geçilsin, istikrarlı para birimi oluşturulsun denildi. Ancak tüm bunların konuşulabilmesi için burada ekonomik anlamda kendi bağımsız adımlarını atabilecek bir yapının söz konusu olması gerektiğini ama bizim ülkemizde ise, Türkiye tarafından parti kurultayına, cumhurbaşkanlığı seçimlerine göz göre müdehale edildiğini, halkın siyasal, kültürel ve dini yapısına karışıldıığını anlattı. Bu ortamda gördüğümüz, herhangi bir hükümetin biz para birimini Türkiyede’den bağımsızlaştırdık demesi olası değildir diye de ekledi.
Rahvancıoğlu bu bağlamda iki yöntem uygulanabileceğini belirtti. Bir tanesi ithalata olan bağlılıktan kurtulmak diğeri de Türk Lirası’ndan kurtulmakdır. Var olan rejim partileri veya meclis partileri finansal olarak ithalat üzerinden kar etmekte olan tüccarlarda, ithalatçılardan beslenmektedir. Milletvekilleri, yönetim kadroları bu kişilerden oluşmaktadır. Bu yöntem rejim partileriyle başarılabilecek bir yöntem değildir dedi. İkinci yöntem ise Türk Lirası’ndan kurtulmak olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, bazı kesimlerin bu konuyu milli meseleye dönüştürdüğünü, Türk bayrağını indirmekle eşdeğer tuttuğunu belirtti.
Türk Lirası’ndan kurtulmak ancak bu kopuşu göze alabilecek duruşla mümkün olur. Mevcut rejim partilerinden böyle bir duruş beklemek hayaldir diye de sözlerine ekledi.
Rahvancıoğlu, tüm bunlar söz konusu olmadığında geriye yapılacak tek bir şey kaldığını, bunun da tüm yoksulların ve emekçilerin birleşmesi olduğunu söyledi. Bu rejim kendilerini daha yoksullatırıcı noktaya ilertelmeden mücadelelerini örgütleri, sendikaları veya partileri aracılığıyla yükseltmelidirler dedi.
Son olarak erken seçimde sol kulvarda bir birliktelik var mı sorusuna karşılık Rahvancığlu, Bağımsızlık Yolu olarak, örgut olarak kurulup partileştiğimiz sürece kadar ideolojik anlamda zeminine bakarak hemen hemen her süreçte, sokakta ve sandıkta olası her türlü işbirliğini, güçbirliğini destekledik. Eğitimden sağlığa, sığınma evinden sendikalaşmaya, özel sektördeki koşullara, savunmakta olduğumuz servet vergisine kadar bu konulardaki duruşumuzla bir ortak zemin bulunursa elbetteki parti meclisimiz işbirliğini değerlendirir. Sadece Kıbrıs sorunundaki ortaklığa dayalı olarak 5 yıllık bir sürecin birlikte yürütülebileceği beklentisini Bağımsızlık Yolu olarak doğru bulmuyoruz açıklamasını yaptı.
Rahvancıoğlu kapanış konuşmasında, Kıbrıslı Türk siyasal yaşamında emekçiden yana bir sınıf partisinin olmadığını Bağımsızlık Yolu olarak bizler de elimizden geldiğince bu görevi üstlenmekteyiz diyen Rahvancıoğlu, küçük bir toplum olmamızdan dolayı parlementoda 26’yı bulmak, hükümeti kurmak, bakan olmak gibi en büyük hedeflere odaklanıyoruz. Yakın coğrafyamız Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bakıldığında veya diğer ülkelere Yünanistana veya Avrupa ülkelerine bakıldığında ideolojik zemini net partiler küçük olmasına bakılmaksızın eğer çekim odağı yaratabiliyorlarsa, genel siyaseti de kendi pozisyonlarına doğru çekebiliyorlar. Bu konuyla ilgili Rahvancıoğlu olumsuz bir örnek olarak nitelendirdiği ELAM örneğini verdi. ELAM Kıbrıs’ın güneyinde çok küçük bir parti olmasına rağmen, özellikle ilk girdiği seçimlerde %2’lerden %4’lere doğru ilerleyen bir parti olmasıyla birlikte tüm bir Kıbrıs Cumhuriyeti siyasal yapısını, tüm siyasal partilerin ideolojik çizgisini kendine doğru çeken bir yapısı var. Bizler için önemli olan, Bağımsızlık Yolu’nun kendisinin nerede olduğu değildir, önemli olan Kıbrıslı Türk siyasal yaşamının emek eksenli, emekçiden yana bir tavır almasını sağlamaktır dedi.