Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, Özgür Gazete‘de yayınlanan Özgür Yorum programına katılarak Damla Dabis‘in sorularını yanıtladı.
Bu seçim halkı sömürenlerle halk arasında geçecek
Başbakan Ünal Üstel‘in “Bu seçimler TC ile ilişkileri yüceltmek isteyenlerle, yok etmek isteyenler arasındadır” sözlerine karşılık Rahvancıoğlu, üretecekleri başka bir söylem yok, kendilerini tekrar ediyorlar ifadelerini kullandı. Rahvancıoğlu, “bu seçim et fiyatlarını yükseltenlerle et alamayanlar arasında aslında. Bu seçim asgari ücreti yükseltmeyip asgari ücretliyi açlığa mahkum edenlerle, zenginliğine zenginlik katanlar arasında. Bu seçim toplu taşıma sistemini konuşmayıp, insanları akaryakıt şirketleri ve araba ithalatçılarına mahkum edenlerle, işine yürüyerek gidip gelmek zorunda kalanlar arasında. Bu seçim halkı sömürerek hamasi nutuklar atanlarla halk arasında” dedi.
Rahvancıoğlu, halka hamasetten başka verecek hiçbir şeyi olmayanların bu söylemleri karşısında ciddi bir örgütlülük ve hareketlenme gerektiğini belirtti. Üstel’in anavatanla ilişkileri yüceltmekten de bahsettiğini hatırlatan Rahvancıoğlu, Üstel’in bir şeyi derinlikli düşünebilecek biri olmadığını, bir şeyi ileriye veya daha iyiye getirecekseniz onun üzerine düşünmeniz, tartışmanız gerekmektedir şeklinde konuştu. Rahvancıoğlu, “yücelttiğiniz şeyi sorgulayamaz, üzerinde düşünemez, değiştiremez, ileriye götüremezsiniz sadece ona taparsınız” dedi. Hiçbir şeyi yüceltme taraftarı değiliz diyen Rahvancıoğlu, bunu söyleyenlerin Türkiye egemenleri ile son 50 yılın en kötü ilişkilerini kurduklarını söyledi. Rahvancıoğlu, UBP’nin kendi kurultayına bile müdahale edildiği, seçmeninin kendi başkanını, başbakanını belirleyemediği koşullarda bu ilişkiler nasıl yücelecek sorusunu sordu. Bir tarafın aşağılandığı diğer tarafın putlaştırıldığı bir ilişki olarak yüceltmeden bahsedebiliriz şekline konuşan Rahvancıoğlu bu tür ilişkiler çok sürmez açıklamasını yaptı.
Seçimler Mücadeleyi Derinleştireceğimiz, Rejimin Altını Oyacağımız Bir Kanaldır
Rahvancıoğlu, seçime sayılı günler kala, geçim derdi, pahalılık, asgari ücretin artmaması ve siyasi alanda iradesizlik gündelik hayatta hepimizi en fazla meşgul eden konulardır dedi.
Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu da emekçinin partisi olarak, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi, servet vergisi alınması, sendikasız çalıştırmanın yasaklanması gibi gündelik hayatı daha yaşanır ve daha sürdürülebilir hale getirebilecek konuları sürekli gündemde tutmaya devam ediyor ifadelerini kullandı. Ancak hayat bir bütün ve bu bütünlüğün içinde herhangi bir yeri boş bıraktığınızda oradan zayıflarsınız diyen Rahvancıoğlu, “o yüzden mesela asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi söylememizin daha çok insana ulaşması ve gerçekleşmesi için seçimlere de girmemiz lazım, sokakta da olmamız lazım, hukuki adımlar da atmamız lazım” dedi. Seçimleri bir öğrenme süreci olarak gördüklerini ifade eden Rahvancıoğlu, öğrendikleri her şeyi emekten, emekçiden yana kullanacaklarını, mücadeleyi derinleştirerek, rejimi oyacakları bir kanal olarak değerlendirdiklerini aktardı.
Ferman Padişahınsa, Bu Memleket Bizim!
Seçim sloganlarının “ferman padişahınsa, bu memleket bizim” olduğunu ifade eden Rahvancıoğlu, padişahın, Türkiye’de cumhuriyet ilkelerini ortadan kaldırmaya çalışan, büyük ölçüde de başaran kişi olduğunu belirtti. Bu padişahın bizim ülkemizi de yönetmeye çalıştığını da belirten Rahvancıoğlu, karşımızdaki irade ne kadar da yıkılmaz gözükse de direnme, var olma ve kendimizi gerçekleştirme iradesi de bize aittir, önemli olan o iradeyi gösterebilmek olduğunu aktardı. Rahvancıoğlu, “bu memleketin dağı da, denizi de, sokağı da, belediye meclisleri de her noktası bizimdir ve her yerine tutunacağız, mevzi kuracağız” dedi. Kendi açılarından bunun bir vatan savunmasını olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, orada burada kaybettik, her şeyi kaybettik diye bir şey yoktur, her yer, her sokak, her mahalle, bu toplumun sahip olduğu her değer bizim için bir direniş noktasıdır açıklamasını yaptı.
Ekonomi Noktasında Kooperatifçilik Konusunu Öne Çıkarıyoruz
Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu’nun seçimlerde vaat ettiği tek şey, belli ilkelere bağlı şekilde mücadele edeceğidir dedi. Ülkede, sermaye ve Türkiye Cumhuriyeti egemenleri iktidarının var olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, hiçbir kurumda iktidar sahibi değiliz ve bu iktidarı elde etmek için de mücadele edilmesi gerektiğini düşündüklerini aktardı.
Mücadelenin kör bir mücadele olarak değil somut hedefler doğrultusunda yapılması gerektiğine inanıyoruz diyen Rahvancığlu, özellikle ekonomi noktasında kooperatifçilik konusunu öne çıkardıklarını, bunların da üretim, dağıtım, emek ve satış kooperatifleri başlığı altında özetlenebileceğini belirtti. Rahvancıoğlu, ekonomiyle ilgili yaklaşımlarının emekten yana bir kooperatifleşme sistemiyle, patronların kar ettiği değil, emekçinin halkın ve üreticinin kar edeceği bir sistem oluşturmaktır açıklamasını yaptı.
Sosyal hizmetler konusuna da değinen Rahvancıoğlu, ülkemizde sosyal hizmetler konusunun bir hayır işi olarak görüldüğünü, acıma üzerinden yapıldığını ifade etti. Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak bunu bir hak olarak gördüklerini, sosyal belediyeciliğin sorumluluğu olduğunu dile getirdi.,
Rejim Partileri Azınlıksan Sesinin Çıkmasını İstemiyor! Bağımsızlık Yolu adaylarının BRT ekranlarında propaganda yapamayacağı konusunda da açıklık getiren Rahvancıoğlu, Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclis üyeliği toplam sayısının 5’te 1 oranında aday çıkarılmadığı için seçim ve halk oylamasının 68. maddesi uyarınca Bağımsızlık Yolu adayı BRT’de yayına katılamayacağını söyledi. Propaganda dediklerinin ise yargıcın önünde yapılan kayıt olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, davet edilmeleri halinde BRT canlı yayınlarına katılabileceklerini belirtti. Genel seçimlerde BRT ekranlarında birçok programa katıldıklarını anımsatan Rahvancıoğlu, o dönem kurum yapması gerekeni yapmıştı dedi. Basın etiği gereği yapmaları gereken bir durumdur diyen Rahvancıoğlu, kurumun mevcut hükümetin kanalı olmadığını söyledi. Bu yasayı rejim partilerinin yaptığına dikkat çeken Rahvancıoğlu, yasayı yapanların, azınlık olanların sesinin çıkmasını istemediklerini altını çizdi.