Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Kimliksizler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Can Azer ve Baraka Kültür Merkezi Üyesi Tahsin Oygar, Emeğin Gündemi programına katılarak “Kimliksizler, Karma Evlilikler, Çocuk Hakları, Vatandaşlık Hakkı ve Kıbrıs Cumhuriyeti” konu başlıklarını irdelediler.
Özkızan: Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Vatandaşlık Yasası Açık ve Net Ancak Keyfi Uygulamalar Var
Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan programda yaptığı açıklamada, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlık yasasının açık ve net olduğunu, vatandaşların haklarını güvence altına alan bir yasal çerçevede olduğunu söyledi. Kimliksizler Hareketi’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti yasaları ile bu yasaların uygulanması arasındaki keyfi uçurumun yarattığı bir ihtiyaç olduğunu belitti.
Toplumda, kimliksizler meselesinin sadece Kıbrıslı Türkleri ilgilendirdiği, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü ile bağlantılı olduğu algısının yer aldığını belirten Özkızan, Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan Kıbrıslı Türk olmayan kişilerin de bu konuda mağdur olduğunu vurguladı. Özkızan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki uygulamada 3. dünya ülkelerinden kişilerle yapılan evlilikten olan çocukların da keyfi bir şekilde hak ihlaline maruz kaldığını söyledi.
Azer: Kıbrıs Cumhuriyeti Kendi Yasalarını Uygulamıyor, Hakları Gasbediyor
Kimliksizler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Can Azer, Kimliksizler Derneği’nin ilk başta hareket olarak Ekim 2022’de kurulduğunu, daha sonra dernekleştiğini belirtti. Azer derneğin, adanın kuzeyinde yaşayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı bir Kıbrıslı Türkün, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilerle kurduğu birlikteliklerden doğan çocuklara Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlık hakkının teslim edilmesi mücadelesini yükseltmek amacıyla kurulduğunu söyledi.
Azer, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının vatandaşlık için doğum esasını da kabul etmiş bir düzenleme içerdiğini, anne ya da babadan çocuğa vatandaşlık hakkının aktarımının vatandaşlık yasası ile de güvenceye alındığını vurguladı. Kıbrıs Cumhuriyeti Vatandaşlık Yasasının, annesi ya da babası Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan her çocuğun Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıdır dediğini belirten Azer, aslında yasaların otomatik olarak çocuğa vatandaşlığı tanıdığını söyledi. Azer, yasayı uygulamaya gelindiğinde ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin keyfi, tutarsız, hukuk dışı ve hakları gasbedici tutumlar sergilediğini aktardı.
Alınan Kararlar Ayrımcılığa Yol Açıyor
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kapıların açıldığı 2003’ten 2005’e kadar bu yasayı eksiksiz bir şekilde herkese uyguladığını, 2005 yılından sonra ise karma birliktelik çocuklarının vatandaşlık başvurularına hiçbir cevap vermemeye başladığını anlattı. Azer, 2007 yılında da Kıbrıs Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nda adanın kuzeyinde Türkiyelilerle yapılan evlilikten doğan çocuklara bakanlar kurulunun inisiyatifiyle vatandaşlık verilmesi kararının alındığını, bu tarihten itibaren de karma evlilik çocuklarına vatandaşlık verilmesinin durduğunu belirtti. Azer, Bakanlar Kurulu’nun yasaya göre böyle bir karar alamayacağına, keyfi bir karar olduğuna ve ayrımcılığa yol açtığına dikkat çekti.
Çocuklara Anne Ya Da Babalarından Geçen Kimlikleri Vermedikleri Sürece, Barışa Değil Ayrılıkçılığa Hizmet Etmiş Oluyorlar
Bu konuda Kıbrıs Cumhuriyeti her ne kadar sorumlu olsa da Avrupa Birliği’nin ve üyesi diğer ülkelerin de sorumlu olduğunu düşündüklerini belirten Azer, bundan dolayı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin elçilikleriyle de görüşmeler yaptıklarını söyledi. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ve 11 ülkeyle görüştüklerini ifade eden Azer, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği hak ihlalinin sona erdirilmesi ve mağdur olan çocuklara bir açılım yapma taleplerini ilettiklerini açıkladı. Azer, yaptıkları her görüşmede ülke temsilcilerinden hukuki açıdan haklı bulunduklarını, bu konuda kulis çalışması yapacaklarının sözünü verebileceklerine dair geri dönüşler aldıklarını anlattı. Bu görüşmeler ve düzenledikleri eylemlerle Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının da gündemine geldiklerini söyleyen Azer, Kıbrıs Başkanlık Ofisinden randevu taleplerine olumlu cevap aldıklarını iletti.
Azer, mücadelelerinin sonucunda Avrupa Parlamentosu Dilekçe Komitesi’nin, Avrupa Komisyonu’ndan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yaptığı uygulama ile ilgili soruşturma başlatılmasını talep ettiğini belirterek, tüm bunları kazanım olarak gördüklerini anlattı. Azer, kimlik haklarının teslim edilmesi Kıbrıs’ta barış arayışında olanların da samimi bir şekilde talep edeceği bir şeydir ifadelerini kullandı.
Barış Konusunda Samimiyseler Çocuklara Hak Ettikleri Kimlikleri Vermeliler
Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarına Kıbrıs’ta barış konusunda samimiyseniz çocuklara tam da hak ettikleri kimlikleri vermelisiniz diyen Azer, bunun barışa da hizmet edecek bir sonuç doğuracağını vurguladı. Azer, çocuklara anne ya da babalarından geçen kimlikleri vermedikleri sürece, barışa değil ayrılıkçılığa hizmet etmiş oluyorlar dedi.
Azer, programın sonunda 22 Ocak Pazartesi günü Avrupa Parlamentosu Dilekçe Komitesi’nde online savunmalarının olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB Komisyonunun da savunma getireceğini, güzel haberler çıkmasını beklediklerini ancak mücadele yolunun çok uzun olduğunu bildiklerini ifade etti.
Oygar: Kimliksizler Derneği Barış ve Halkların Kardeşliği Anlamında Çok Önemli Mücadele Veriyor
Baraka Kültür Merkezi Üyesi Tahsin Oygar, Baraka Kültür Merkezi’nin yıllardır kültürel alanda örgütlü demokratik taban örgütü olduğunu, kendi değerleri çerçevesinde özellikle Kimliksizler Derneği’nin barış ve halkların kardeşliği anlamında çok önemli mücadele örneği verdiklerini düşündüklerini anlattı. Anayasal bir hak olan vatandaşlığın verilmemesi, ırkçı, ayrımcı uygulamanın yapılması ve bir mücadele verilmesi bu konunun Baraka Kültür Merkezi’nin gündemine gelmesini sağladığını kaydetti. Bu konunun ilerde ülkemizdeki barış mücadelesine önemli bir katkı sağlayacağını düşündüklerini de ifade eden Oygar, Baraka Kültür Merkezi olarak kolları sıvadıklarını ve yardımcı olmaya çalıştıklarını söyledi.
Ayrımcılığın sadece Kıbrıslı Türklere yapılmadığını da hatırlatan Oygar, bu uygulamaların Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan Kıbrıslı Elen olup, “geri kalmış” kabul edilen ülkelerinden birinin vatandaşı örneğin Sirilankalı, Pakistanlı ve benzeri ile evlenenlerin çocuklarına da uygulandığını belirtti. Ancak İngiliz, Fransız veya ABD vatandaşı biriyle evlenenlerin çocuklarına vatandaşlığın da verildiğini kaydetti.
Kimliksizler Hareketi’nin Mücadelesini Yükseltmek İçin “Avrupa Parlamentosu Kıbrıslı Türkler, Avrupa Birliği ve Kıbrıs’ın Yeniden Birleşme Perspektifi” Paneline Katıldık
Oygar, Bağımsızlık Yolu’nun Niyazi Kızılyürek ve AKEL’in Avrupa Parlamentosu’nda düzenlediği “Kıbrıslı Türkler, Avrupa Birliği ve Kıbrıs’ın Yeniden Birleşme Perspektifi” isimli panele davet edildiğini, bu kontenjanı da Bağımsızlık Yolu’nun Kimliksizler Derneği’ne devrettiğini, üyesi olduğu Kimliksizler Derneği adına Avrupa Parlamentosu’ndaki panele gittiğini anlattı. Niyazi Kızılyürek ve ekibinin tavsiyeleri ve desteğiyle orda çeşitli görüşmeler ayarlamaya çalıştığını anlatan Oygar, panele Kıbrıslı Türkler’den ve Kıbrıslı Elenler’den, çeşitli sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, partilerden temsilcilerin de katıldığını aktardı.
Oygar, Niyazi Kızılyürek’in Kimliksizler Hareketi’ni desteklediğini, bu konuda çeşitli temaslarda bulunduğunu bildiğini, AKEL’in de sol, sosyalist bir parti olduğu için Kimliksizler Hareketi’nin yaşadığı hak mahrumiyetine sessiz kalmayıp savunacakları ön kabulü ile Kıbrıslı elen ve Kıbrıslı Türk’ten oluşan 44 kişilik ekiple Brüksel’e gittiğini söyledi. Kimliksizler Derneği’ni anlatan, orada dağıtmak üzere bir de bildiri hazırladığını belirten Oygar, bildiri dağıtımından sonra bazı kesimlerden çok hoş tepkiler almadığını, parlamentoda planladıkları ve istedikleri görüşmeleri de gerçekleştiremediklerini vurguladı.
Panelde CTP Milletvekili Fikri Toros’un da Kimliksizler Hareketi’nden bahsettiğini, derhal kimliklerini almaları gerektiğini vurguladığını söyleyen Oygar, orada bulunan diğer Kıbrıslı Türkler’in de desteğini beyan ettiğini, AKEL genel sekreterinin ilgili panelde gelen sorulara sinirlendiğini ve Kimliksizlerin mağduriyetinin, bir şekilde “çözümden sonra ilk çözülecek meselelerden biri olacak” cevabını verdiklerini anlattı. Bugüne kadar Akel’in üst düzey yöneticilerinin mağduriyetin derhal çözülmesinden yana göründüğünü ama panelde verilen cevap bunun tam tersi olduğunu dile getiren Oygar, Bu da Akel’in tabanı ile bu konuya ilişkin net olmadığına veya en azından tabanın konuya ilişkin doğru bilgilendirilmediğine işaret ediyor dedi.