Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu ve Baraka Kültür Merkezi Başkan’ı Mustafa Batak, Emeğin Gündemi programına konuk olarak “Hirondel Kavşağı, Kent ve Yerel Yönetimler” başlıklarını irdelediler.
Özkızan: İsim Ne Olursa Olsun Ayni Argümanları Yine Öne Sürerdik
Programdan Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Hirondel Kavşağı isim değişikliği ile ilgili yaptığı açıklamalarda, değişen isim ne olursa olsun ayni argümanları öne sürmeye devam edeceklerini belirtti. Özkızan, bugün sırf bir şey hoşumuza gitti diye, işimize geldi diye, birinin tepeden bir şey yapmasını kabul eder, demokratik olmayan bir yol açmasını savunursak, belki o gün işimize gelir ama yarın işimize gelmeyen bir şey yaptığında ona karşı durmamızı zorlaştırır yorumunda bulundu.
Özkızan, bir kararı beğenip beğenmemenin önemli olmadığını insanın içine sinecek demokratik süreçlerden geçmesinin önemli olduğunu vurguladı. Bir şeyin tepeden dayatılmasının, hoş bir karar olsa bile sıkıntı doğuracağını da ekledi.
Özkızan, “bırakın da işini yapsın” kültürünü desteklemenin, yarın AKP’nin bir şey dayatması durumunda şikayet edildiğinde, “bakın size hastane yapıyor”, “bırakın da meclis binası yapıyor” cevabını desteklemekle ayni olduğunu söyledi.
Rahvancıoğlu: Hirondel Kavşağı Che Guevara Meydanı Olarak Değiştirilseydi de Ayni Tepkiyi Verirdik
Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Hirondel Kavşağı isminin değişmesi ile ilgili verdikleri tepkinin Rauf Raif Denktaş Meydanı olarak değiştirilmesinden kaynaklanmadığını, Che Guevara meydanı olarak da değiştirilse yine ayni tepkinin verileceğini söyleyerek tartıştıkları konunun özünün başka boyutlar olduğunu anlattı. Bağımsızlık Yolu olarak Rauf Raif Denktaş’a bayılmadıklarını bunu da gizlemediklerini belirten Rahvancıoğlu, oranın aslında meydan olmadığını, meydan olmayan bir yere meydan isminin verilmesinin de doğru olmadığını aktardı. Rahvancıoğlu, Hirondel Kavşağı’nın halk nezdinde bir isminin olduğunu, yer isimlerinin değiştirilmesi pratiğinin yanlış olduğunu vurguladı.
Soy İsim, Köy, ve Mekan İsimlerinin Değiştirilmesi Bugüne Kadar Ciddi Travmalara Sebep Oldu
Rahvancıoğlu, bu toplumun tarihinde soy ismi, köy ve mekan isimlerinin değiştirilmesinin bugüne kadar ciddi bir travmaya sebep olduğunu, isim değişikliklerinde toplumun irkildiğini söyledi. Bu toplumun geceden sabaha insan isimlerinin, köy isimlerinin değiştirilmesini yaşadığını vurgulayan Rahvancıoğlu, kuşaktan kuşağa yaptığı aktarımlarla tüm bunlara direnildiğini belirtti. Elye ve Abohor isimlerinin hala yaşadığını ifade eden Rahvancıoğlu, isim değişikliğinin toplumun hafızasına, tarihine ve kültürüne yapılan bir saldırı olduğunu söyledi. Toplumun halihazırda benimsediği kullandığı, hafızasına ve tarihine mal olmuş bir yerin adını değiştirmek kolay değildir diyen Rahvancıoğlu, eğer bir isim yaşatmak istenirse yeni bir yer yapılır isim oraya konulur dedi.
Bu saldırının belediye meclisinde oy birliği ile yapılmasının çok yaralayıcı olduğuna da değinen Rahvancıoğlu, bizim dışımızdaki egemenlerin yapmış olduğu saygısızlıktan farklı bir şey değildir, dayatmadır ifadelerini kullandı.
Halk Çeşitli Yöntemlerle İsim Değişikliği Sürecine Önceden Dahil Edilebilirdi
Rahvancıoğlu, Belediye meclislerinin halk tarafından yürütülmüş olan tartışmaların son noktasının konulduğu yerler olması gerektiğini söyledi. Ancak halkın Hirondel kavşağında isim değişikliğini belediye meclisi kararından sonra öğrendiğini belirten Rahvancıoğlu, sıkıntının burada olduğunu ifade etti. Çeşitli yöntemlerle halkın bu konuyu önceden tartışması sağlanabilirdi diyen Rahvancıoğlu, belediye meclis üyeleri bu tartışmalara bakıp oylarını ona göre vermeleri gerekiyordu, demokrasi denilen şey belediye meclisinde oyladık, demokrasi yerini buldu değil yorumlarını yaptı.
Hem Merkezi Yönetimde Hem De Yerel Yönetimlerde Hiçbir Şey Yapmama Pratiği Kök Saldı
Rahvancıoğlu, hem merkezi yönetimde, hem de yerel yönetimlerde hiçbir şey yapmama pratiğinin kök saldığını, çöplerin toplanmasının bile toplumda bir başarı olarak kabul edildiğini söyledi. Böyle bir durumda ortaya biraz fark koyan birinin çıkması, o kişiyi eleştirilemez yaptığını, eleştirildiği zaman da “bırakın da adam işini yapsın” yorumlarının gelmeye başladığını söyledi. Rahvancıoğlu, “yaptık oldu”, “bırakın da adam işini yapsın” kültürünün çok tehlikeli olduğunu da sözlerine ekledi. Sorgulama ve tartışma olmadan gelişimin olması mümkün değildir diyen Rahvancıoğlu, bu ülkede her işin standartlar altında yaşandığını, en ufak bir efor ortaya koyan bir insanın yüceltilme ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bunun da demokrasi anlamında çok sıkıntılı olduğunu anlattı. İş yapsın da isterse diktatör olsun modunda bir savunu geliştiriliyor diyen Rahvancıoğlu, bunu muazzam tehlikeli bulduğunu da yorumuna ekledi.
Batak: Halkın Benimsediği İsmi Değiştirme Fetihçi Bir Zihniyettir
Bir halkın koyduğu isim var, bir de bunu değiştirmeye çalışan egemen, fetihçi zihniyet var diyen Barakak Kültür Merkezi Başkanı Mustafa Batak, Lefkoşa Bölgesi’ndeki Pronto Çemberini örnek verdi. Orada da isim değişikliği olsaydı yine ayni tepkiyi vereceklerini belirten Batak, olayın isim olmadığını, ben geldim yaptım oldu zihniyetinin sıkıntılı olduğunu anlattı. Baraka Kültür Merkezi’nin Asimilasyon Üçlemesi isimli belgesel film çalışmalarının olduğunu da hatırlatan Batak, yıllardır süre gelen dilin, köy ve sokak isimlerinin değiştirilmesi, yazıların düzenlenmesi gibi pratiklere karşı mücadelelerinin sürdüğünü, halkın bir şekilde yaşattığı isimlerin değiştirilmesini doğru bulmadıklarını söyledi.
Hirondel Bir Meydan Değil Tam Anlamıyla Bir Kavşaktır
Meydan mı kavşak mı tartışmasına da açıklık getiren Batak, meydanın insanların içinde çeşitli faaliyetler yapabileceği, içinde asfalt ve trafik ışığı olmayan geniş bir alan olduğunu söyledi. Hirondel kavşağına bakıldığında ise oranın bir meydan olmadığını, gerçek bir kavşak tanımının karşılığı olduğunu söyledi.
Ülkemizde sorunlu bir dönemden geçtiğimize değinen Batak, hem merkezi yönetimde hem de yerel yönetimlerde kamusal anlamda yapılan yatırımların halkın kamusal ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak oluğunu vurguladı. Girne’nin tam da Hirondel kavşağında ciddi trafik sorunu oluğunu da belirten Batak, trafik sorununda toplu taşımanın tek çözüm olabileceğine dikkat çekti. Bizim gibi ada ülkelerinde yeşil alana ve insanların yürüyerek bir yerden bir yere ulaşabilmesini sağlayacak yollara ihtiyaç var diyen Batak, bizim ülkemizde bu durumun tam tersinin var olduğunu söyledi.