Bağımsızlık Yolu Parti Üyesi Özgür Garipsazcı, HASDER’in Uluslararası Gençlik Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği Yuvarlak Masa toplantısında “Gençler İçin Yeşil Beceriler: Sürdürülebilir Bir Dünyaya Doğru” temasında konuşma yaptı.
Gençlik Gelecek, Gelecek Sosyalizm!
Garipsazcı, Dünya’nın iklim değişikliği, kirlilik ve biyoçeşitliliğin azalması ile üzerindeki yaşamı tehdit eden eşi benzeri görülmemiş bir çevre kriziyle yüzleşmekte olduğuna dikkat çekerek, toplumu, özellikle genç nesilleri çevre konusunda bilinçlendirmenin ve yeşil becerilere yönlendirmenin oldukça önemli olduğunu vurguladı. Garipsazcı, bilinçlendirme ve yönlendirmenin kapitalist sistem içerisinde yapıldığı müddetçe asla hedefine ulaşamayacağını söyledi.
Bağımsızlık Yolu’nun tüzük ve programında yazdığı üzere ekososyalist bir parti olduğuna değinen Garipsazcı, ekolojik sorunların temel sebebinin kapitalizm olduğunu, çözümün de sosyalizmden geçtiğini aktardı. Garipsazcı, kapitalizmin doğası gereği maksimum kara, sınırsız büyümeye ve yeni pazarlara ihtiyaç duyduğunu belirterek, kapitalizmin bu ihtiyaçları için emek ve doğa sömürüsüne başvurduğunu hatırlattı. Emek ve doğa sömürüsünün kaynağının ortak olduğuna dikkat çeken Garipsazcı, “savaşımız da ortak olmalıdır” dedi. Garipsazcı, okullarda verilen çevre bilincine dair derslerin kapitalizme ve kar hırsına değinmediğinden derslerin içinin boş kaldığını ifade etti.
Ya Ekososyalizm Ya Barbarlık!
Garipsazcı, yeşilleşmeye yönelik iş alanlarının şu anki haliyle, sözde “sürdürülebilir ürünler” ve elektrikli araba pazarı gibi alanlar olduğuna değinerek, “yeşil becerilerin” kapitalizmin yeni pazar arayışlarına hizmet ettiğini söyledi. Sözde “yeşilleşme” endüstrisinin ilk bakışta verimliliği arttırdığını belirten Garipsazcı, devletin bu alanda yüksekokullar ve meslek liseleri açmasını, ilgili dallarda formasyon vermesini olumlu gelişmeler olarak değerlendirdi. Yeşilleşme endüstrisinin, sistemi değiştirmek için hiçbir şey vaat etmediğini vurgulayan Garipsazcı, “Sermaye sınıfı, fabrikanın bacasına filtre takılınca 3 tane daha fabrika açmaya, fabrikası kapatılınca da 3. Dünyanın boğazına sarılmaya devam edecektir” dedi. Garipsazcı, sermaye sınıfı ve onun maşası konumundaki devletler için yeşilleşmenin anlamını, kar edilebilecek ve emek sömürülebilecek yeni bir sektörden ibaret olduğunu belirtti.
Gençliğin Ayağa Kalkıp Suçlulara Karşı Mücadele Etmesi Gerek Çünkü Başka Bir Dünya Yok
Yeşilleşme endüstrisinin kariyer anlamında gelecek vaat ettiğini ve uzunca bir süre daha büyüyeceğine değinen Garipsazcı, ekolojiyi gerçekten savunmak isteyen gençlerin, bireysel ve sistem içi çabalar yerine örgütlü ve siyasal mücadeleye katılması gerektiğini vurguladı. Garipsazcı, siyasal kelimesinin altını çizerek, iktidarı elinde bulunduran, insanlığa ve doğaya karşı suç işleyen sermaye sınıfı ve onun taşeronluğunu yapan devletlerden hesap sormayı istemenin siyasetin ta kendisi olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletlerin sermaye sınıfına toz kondurmadan ürettiği çözümlerin, tıpkı Kyoto Protokolü gibi başarısızlığa mahkum olduğuna hatırlatan Garipsazcı, sermayeyi karşıya almadan, özelleştirmeler yoluyla sermayeye hizmet eder biçimde bir yeşilleşmenin vicdan rahatlamaktan başka bir işe yaramadığını söyledi. Dünya’nın yok oluşa doğru önemli bir eşiği geçtiğine dikkat çeken Garipsazcı “Suç belli, suçlu belli. Gençliğin ayağa kalkıp suçlulara karşı mücadele etmesi gerek çünkü başka bir dünya yok” ifadesini kullandı.