Yeni eğitim öğretim yılının başladığı bugünlerde eski sorunlar katlanarak artıyor. Anayasanın 59. maddesinde Öğrenim ve Eğitim Hakkı başlığında belirtildiği üzere her birey on beş yaşına kadar zorunlu; on sekiz yaşına kadar ise ücretsiz öğrenim hakkına sahiptir. Öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlamak devletin başta gelen ödevlerindendir ve kimse öğrenim ve eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.
Oysa ülkemizdeki senaryoya baktığımızda durum her sene olduğu gibi bu sene de yine içler acısı haldedir. Devlet okullarına bütçe ayrılmaması nedeniyle Eğitim Bakanlığı tarafından okulların ihtiyaçlarının karşılanıp, altyapısının sağlanması zorunlu olduğu halde yapılmamakta ve devlet okulları kendi kaderleriyle baş başa bırakılmaktadır. Hal böyle olunca, yani devlet okullarının gerekli ihtiyaçları temin edilemeyince, ücretsiz kamusal eğitim hakkına rağmen okulların açılması ile birlikte okul idareleri, velilerden ‘kayıt parası’ ve ‘kırtasiye parası’ adı altında ücret ve masraf talep etmektedir. Bu talepler tamamen yasayalara aykırı ve denetim dışı bir şekilde gerçekleşmektedir. Daha da ötesi, öğrencilerin ellerine içerisinde ‘sıvı sabun, tuvalet kağıdı, ıslak mendil vb.’ taleplerinin de bulunduğu alışveriş listeleri veriliyor ve bunları dahi öğrencilerin kendilerinin temin etmesi isteniyor.
Okullarda giyilmesi zorunlu kılınan okul üniformaları ise bir diğer sorun. Üniforma işi, okullar tarafından sektörleştirilip rant kapısı haline getirilmiştir. Her okul kendi üniformasını satmakta ve bu üniformalar için ciddi anlamda yüksek fiyatlar talep etmektedir. Bizler, eğitimin anayasada hak ve zorunluluk olarak sunulması gerekçesiyle, yine giyilmesi zorunlu olan üniformaların devlet tarafından karşılanması gerektiğini savunmaktayız. Devletin bunu karşılamaya gücü olmadığı iddiası durumunda ise yapılması gereken tüm okulların kıyafetlerini aynı hale getirip, okulların sadece birer arma vermesini sağlamaktır. Bu kıyafetler ise piyasadan serbestçe ve her bütçeye göre bulunabilecek bir halde olmalıdır. Oysa okullar, yüzlerce öğrenci için toplu yapılan kıyafet alımlarında, piyasa fiyatının değil altına inmek, yanına bile yaklaşamıyor, aksine her okulun kendi ‘özel’ üniformasını piyasanın çok üstünde fiyatlarla öğrenciye zorunlu olarak satmasına göz yumuluyor.
Belli bir yaşa kadar bir hak ve zorunluluk olarak sunulan eğitim, hiçbir fark ayırt etmeksizin her bireye ulaştırılmalı ve bu eğitimi elde etmek için oluşacak harcamalar da devlet tarafından karşılanmalıdır. Aksi takdirde “eğitim bir haktır ve herkes için zorunludur” deyip eğitim hakkını ‘elde etmek için’ ailelerden tonlarca para gerektirecek masrafa girmeleri beklendiğinde ortaya çıkan senaryonun adı ‘dolandırıcılıktır’.
Kendi kaderine tayin edilmiş devlet okulları görmezden gelinip, bu okullara adeta üvey evlat muamelesi yapılırken, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “özel okullar devletin sırtından yük alıyor” ifadelerine yer verip, “özel okullara daha çok teşvik vermemiz gerekir” diye ekliyor. Bu durum da Eğitim Bakanlığı’nın devlet okulları söz konusu olduğunda “bütçe yetersiz” açıklamalarındaki çelişkiyi ve devlet okullarındaki öğrencileri eğitim için harcama yapmaya zorunlu kılarak kendi yasasına uymayışını gözler önüne seriyor.
Bağımsızlık Yolu olarak bizler bugün buraya çocuklardan talep ettiğiniz rulo havlu, sıvı sabun ve tuvalet kağıtlarını bırakmaya geldik. Muhtaç olduğunuz bu malzemeleri alıp bir an önce bu dolandırıcılığa son vermenizi beklemekteyiz. Devlet okullarında farklı isimlerde öğrencilerden talep edilen her türlü ödeme ortadan kaldırılsın, devlet okulları tamamen ücretsiz olsun. Ellerinizi çocukların yakasından derhal çekin!
Ücretsiz Kamusal Eğitim Haktır!
Bağımsızlık Yolu