(15.02.2015)
Değerli basın emekçileri ve halkımız,
Bugün burada Akkuyu’da yapılacak nükleer santrale dur demek için toplanmış bulunmaktayız. Şu sıralarda ülkemizden Nükleere Hayır Platformu üyeleri ve Türkiye’deki nükleer karşıtları, santralin yapılacağı bölgede bir yürüyüş ve miting gerçekleştirmektedir. Biz de buradan onlara desteğimizi gönderiyoruz.
Bilindiği gibi buradan 90 km uzaklıkta Mersin Akkuyu bölgesinde AKP hükümeti tarafından nükleer santral yapımına başlanmıştır. Nükleer santrallerin, egemenler tarafından her ne kadar da çevre dostu olduğu iddia edilse de işin aslı öyle değildir. Nükleer santralleri soğutmak için Akdeniz’den su çekilip, ısınan su tekrar Akdeniz’e verilmesiyle bölgedeki deniz suyu ısınacak ve tüm ekolojik denge alt üst olacaktır. Bunun yanında suyla birlikte denize radyasyon sızması da olasıdır. Nükleer santrallerin en büyük problemlerinden birisi de atık olarak çıkacak radyoaktif elementin bertaraf edilememesiyle ilgilidir. Dünyada mevcut radyoaktif atıklar ya santralin olduğu ülkede toprağın altına gömülüyor, ya deniz veya okyanusa atılıyor, ya da fakir ülkelere götürülerek orada toprağa gömülüyor. Bu elementin ancak 250 bin yıl sonra insan sağlığına zararlı ışımalar yapmayacak hale gelmesi söz konusu. Bu da demek oluyor ki 250 bin yıl boyunca Akdeniz’de nükleer bombalarla birlikte yaşayacağız. Yani herhangi bir kaza olmasa bile 250 bin yıl boyunca bu risk devam edecek. Bu da gösteriyor ki nükleer santraller de en az nükleer silahlar kadar tehlikelidir. Çocuklarımıza, kirlenmiş bir dünya bırakıp bırakmamanın eşiğindeyiz.
Değerli halkımız,
Birçok ülke adım adım nükleer santrallerini kapatma planlaması yaparak bu ölümcül teknolojiden vazgeçmektedir. Geride bıraktığımız bir Çernobil felaketi varken ki sızıntı hala durdurulamamış ve etkileri hala sürmektedir, bir Fukuşima varken ki depreme karşı yapılarda dünyanın 1 numarası kabul edilen Japonya’da bile depremden etkilenip nükleer sızıntıya neden olarak ölüm saçmaktadır, yanı başımızda bir nükleer santrale hayır demek, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur. Bu örneklere baktığımızda bizim yapmamız gereken bu ölümcül santralleri inşa etmek yerine doğal güneş ve rüzgâr enerjilerinden yararlanma yoluna gitmektir.
Bu gerçekle, şu an Mersin Akkuyu’daki nükleer karşıtları ile dayanışarak buradan haykırıyoruz:
Ne Sinop’ta, ne Akkuyu’da, ne Türkiye’de ne de dünyada nükleer santral istemiyoruz!
Nükleer santrallerin sadece bizi değil, bizden fazla çocuklarımızı, gelecek nesilleri etkileyecek olmasından dolayı Türkiye’deki eylem, “Anne oyuncağımı aldın mı” sloganıyla yapılmakta. Bizler de hiçbir çocuğun Çernobil’de veya Fukuşima’da yaşananları bir daha yaşamaması için, radyasyonla değil oyuncaklarla büyüyebilmeleri için, nükleerden etkilenen çocukların anısına bu oyuncakları Akdeniz’in kenarına bırakıyoruz.
Nükleere Hayır Platformu