Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy, Kanal SİM’de yayınlanan Serhat İncirli ile Günaydın Kıbrıs programına katılarak gündemi değerlendirdi.
Rejim Hükümetinin Derdi Koltuk, Halkın Yoksulluk
Programda yaptığı açıklamalarda Ersoy, meclis önünde başlattıkları eyleme dair açıklamalarda bulundu. 2 gün boyunca meclis önünde oturma eylemi yaptıklarını belirten Ersoy, rezilliğin dibine şahitlik ettiklerini belirtti. Rejim siyasetine çürümüş ceset benzetmesi yapan Ersoy, rejim siyasetinin etrafını da çürütmeye başladığını aktardı. Ersoy, halkın gündeminde çok ciddi sorunlar olduğunu söyleyerek, eğitim, sağlık, enerji, özel sektörde çalışma koşulları gibi gerçek sorunların varlığını hatırlattı. Say say bitmeyecek problemimiz var diyen Ersoy, birilerinin tek derdinin ise koltuk olduğunu belirtti. Rejim hükümetinin derdi ile halkın dertlerinin ne kadar farklı olduğunu gösteren bir dört gün yaşandı diyen Ersoy, halkın gündeminde geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, asgari ücret gibi gerçek sorunların olduğunu vurguladı. Zorlu Töre’nin ahlaki bir şekilde yorumlanamayacak derecede koltuğa yapışıp kaldığını söyleyen Ersoy, UBP’lilerin ise hiçbir şey umurlarında olmadığını, utanma duygularının bile olmadığını belirtti. Bu insanlara ahlak veya değer üstünden konuşmanın bir anlamı yok, çünkü karşılığı yok diyen Ersoy, işte bu yüzden “yüksek tansiyon, alçak siyaset” dediklerini belirtti. Töre’nin sağlık gibi bir meseleyi kendi koltuk kavgasının aracı haline getirdiğine vurgu yapan Ersoy, daha ne kadar küçülebileceklerini merak ettiğini, bunun üzerine söylenebilecek bir sözün artık kalmadığını belirtti.
Emekçinin Gerçek Sorunlarını Gündem Yapmalıyız
Biz bu rezaletin tanığıyız ama tarafı değiliz diyerek Bağımsızlık Yolu’nun meclis önünde oturma eylemi başlattığını söyleyen Ersoy, bütün sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, toplumsal muhalefetin ve halkın orada kendilerine katılmasını ve hep birlikte gerçek sorunların onların gündemiyle ayni olmadığını göstermeyi çok istediklerini vurguladı. Eğitimde, sağlıkta, enerjide, barınmada veya asgari ücrette sorun yaşayan insanlar, meclisin önüne gelerek gerçek iradeyi ve sokağın gücünü onlara gösterebilirlerdi diyen Ersoy, maalesef bu süreçte bunu başaramadıklarını söyledi. Mücadeleyi büyütme gerekliliğine vurgu yapan Ersoy, birileri kişisel menfaat için koltuğa yapışıyorsa, biz de ayni hırsla memleketimize sahip çıkmak zorundayız, mücadeleyle bu pisliği çözebiliriz dedi.
CTP Halkı Meclis Önüne Çağırmalıydı
Ersoy, genel olarak tüm dünyada faşizmin yükseldiğini, Sovyetlerin çöküşüyle de solun itibar kaybettiğini ve sindirildiğini söyledi. 80’lerdeki CTP ile bugünkü CTP’nin ayni olmadığının bunun bir örneği olduğunu belirten Ersoy, Bağımsızlık Yolu olarak bunu reddettiklerini ve direnmeye devam edeceklerini söyledi. Bağımsızlık Yolu olarak teslim olmayacaklarını, direnmeyi çoğaltmak arzusunda olduklarını, çoğaltmanın yolunun da sorundan muzdarip insanları özne yapmaktan geçtiğini ifade etti. Demokrasiyi 50 kişiye bırakıp 4 duvar arasına hapsedersek ve geriye kalan binlerce insanın bu yurdun meselelerine dair söz söyleyebilecek mekanizmalar oluşturmazsak yeniliriz diyen Ersoy, siyasetin çirkef bir şey olduğunu bize dikte etmeye çalışıyorlar evet onların yaptığı çirkef bir siyaset ancak herkes onlar gibi siyaset yapmak zorunda değil dedi. Emekçi insanların, bu hayatı her gün üreten insanların kendi yapacakları siyaset vardır diyen Ersoy, onların gündemi koltuksa, halkın gündemi yoksulluk, pahalılık, düşük ücret olduğunu vurguladı.
Halkın Üzerindeki Umutsuzluk Somut Hedeflerle Dağıtılabilir
Halkın üzerindeki umutsuzluğun ve geri duruşun örgütlenme, harekete geçme ve somut hedeflerin ortaya konmasıyla değişebileceğini söyleyen Ersoy, tarihin bunu bize defalarca gösterdiğini ifade etti. Defalarca tarih yavaşladı hiçbir şey değişmeyecek gibi oldu, sonrasında biriken süreçlerle patlaya patlaya ilerledi diyen Ersoy, kimsenin pes etmemesi gerektiğini anlattı.
Bu süreçte sadece UBP’ye değil CTP’ye de eleştiri getirdiklerini dile getiren Ersoy, muhalefetin de kendine göre görevleri olduğunu söyledi. CTP’nin süreci stratejik olarak farklı işletmesi gerektiğiyle ilgili eleştirileri olduğunu anlattı. CTP’nin ilk günden halkı meclise çağırması gerekirdi diyen Ersoy, meclisi kilitlemek, oturumu açmamak hataydı dedi. CTP’nin UBP’ye kendi içerisinde hesaplar, ikna süreçleri ve pazarlık yapabilme süresi verdiğini belirten Ersoy, UBP’nin yarattığı rezaletin halk önünde yaşanmasına engel olmaması gerekirdi, ifşasını yapması gerekirdi dedi.
Sendikaların Eylemi Geç Kalınmış Bir Eylemdi
Ersoy, belirli fırsatların süreç yaşanırken yakalandığını ifade eden Ersoy, rejimin karakterini halka ifşa etmenin ne yöntemi varsa o yöntemi bulup ortaya çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. Rezilliği ifşa ederken emeğin gündemini de siyasetin gündemi yapmaya çalıştıklarını da ekledi. Sendikaların eylemini geç kalınmış bir eylem olarak gördüklerini anlatan Ersoy, keşke daha önce gelselerdi, tansiyon yüksekken orada olsalardı ifadeleri kullandı.
Halkı Mücadele Eder Hale Getirmeliyiz ki Koltuklarında Rahat Oturamasınlar
Ersoy siyasette, utanma, ahlak, hukuk gibi parametrelerin artık işlemediğini, sorunu olan insanları kendi sorunları ile ilgili konuşur, mücadele eder hale getirmek gerektiğini anlattı. Güçsüz olanları güçlendirmek zorundayız, sokak da bunun bir aracı, ki koltuklarında rahat oturamayacaklarını anlasınlar diyen Ersoy, bunun başka bir yolunun olmadığının altını çizdi. Harekete geçtik diye hemen sonuca ulaşılacak diye bir ezberle hareket etmememiz gerektiğine de dikkat çeken Ersoy, çok büyük sorunlarımız var bu mücadelenin uzun soluklu olacağını herkesin bilmesi gerektiğini dile getirdi. Sorunlarımız yapısal bu sorunları dönüştürmek zaman ister diyen Ersoy, kararlı, sabırlı ve azimli bir mücadele yürütmeliyiz, seyirci kalırsak daha çok pisliğin içine batacağız dedi.