Mağusa bir zamanlar deniz kentiydi. Kent merkezinde bulunan limanı ve Palm Beach bölgesine kadar uzanan büyüleyici güzellikte bir sahil şeridi vardı. Limanın diğer ucu ise Gülseren Plajı’na uzanıyordu. Şimdilerde ise limanın her iki tarafını asker ele geçirdi, yüksek duvarlarla kapatıldı tüm sahil şeridi. Denize kıyısı olan ama denize giremeyen ve hatta denizi göremeyen bir halk yaşıyor Mağusa’da!
Toplu taşıma da olmayan kentimizde arabası olanlar Glapsides-Silver Beach arasındaki plajlara gidip denizle buluşabiliyorlardı. Ama bölgede hiçbir güvenlik riski yokken kumsal dikenli tel örülüp tamamen yasak bölge ilan edildi TSK Eğitim Vakfı’nın bulunduğu alan. Artık sahil boyu yürüyüş yapmak, orada denize girmek yasak!
Yıllardır otel ve kumarhane sermayesinin halka ait kıyılara çökmesi yetmezmiş gibi, halkın Anayasal ve meşru hakkının gasp edilmesini izlemekle yetinen, denetim yapmayan merkezi ve yerel idareler, askerin bu işgaline karşı da sessizce duruyorlar. Yerel yönetimlerin koskoca askere sözü geçmiyor çünkü!
Bu hesap vermezlik ve canının çektiğini pervasızca yapabilme durumu Anayasa’daki Geçici 10. Madde’den kaynaklanmaktadır. Bu madde ile Kıbrıslı Türk halkı kendi silahlı kuvvetlerini ve onunla ilgili tüm uygulamaları başka bir ülkenin iradesine teslim etmiş durumdadır. Geçici 10. madde derhal kaldırılmalıdır!
Bu maddenin kaldırılması için sadece 10 tane milletvekilinin önerisi ve ardından meclis üye sayısının 3’te 2’sinin onayı ile referanduma gidilerek halkın rızasına sunmak gerekmektedir. Kısaca, keyfi “yasak bölgeleri” engellemek üzere harekete geçmek için, geçici 10. maddenin kaldırılmasını önerecek 10 milletvekili aranıyor!
Bu hareketi başlatabilirsek gerisi zaten gelecektir!
Bağımsızlık Yolu
Mağusa Bölge Örgütü