Bağımsızlık Yolu Milletvekili Adayı Ersoy, Gıynık TV’de Seçim Zamanı programına katılarak, Mine İçsel’in sorularını yanıtladı.
Emekçilerin Haklarını Savunacak Siyasete İhtiyaç Var
Adaylığı ile ilgili konuşan Ersoy, şahsına değil, Bağımsızlık Yolu’nun ortaya koyduğu mücadeleye, fikirlere ve siyasal programa oy istediklerini ifade etti. Kendisinin sadece seçimde ve mecliste o fikirlerin taşıyıcısı olduğunu belirten Ersoy, seçimi, pankart tutmaktan ve bildiri dağıtmaktan farklı görmediklerini söyledi. Ersoy, “Fikirlerimizi anlatmak için mücadeleyi hayatın her alanında veriyoruz, seçim de bu mücadelenin bir parçasıdır. Mecliste, emekten yana pozisyon alan, sermayeyi karşısına alan, sermayenin canını yakacak siyaset yapan ve emekçilerin haklarını savunacak bir siyasetin ihtiyacını tespit ettik, bu yüzden muhalefete talibiz diyoruz” diye konuştu.
Bir kişi neyi değiştirebilir sorusu üzerine ‘Bir kişi değil bir siyaset orayı değiştirebilir. Meclise girersem sadece ben değil bütün Bağımsızlık Yolu ve mücadele perspektifi girer’ ifadelerini kullandı. Ersoy, deprem sonrası binaların güvenliğini sağlamak için kesinti yapılmasını ve AKSA sürecinde muhalefetin uzlaşıyla yaklaştığını, alternatif üretmediğini örnek gösterdi. Bağımsızlık Yolu’nun mecliste olması durumunda servet vergisi ve AKSA’nın kamulaştırılması taleplerini daha güçlü dile getirebileceklerini belirten Ersoy, meclis dışında da bu konuları dillendirmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi. Ersoy, mecliste emekten yana bir alternatifin sunulması gerektiğini vurguladı.
Umut Emekçilerde Çözüm Sınıf Mücadelesinde
Bağımsızlık Yolu’nun Sol’u emek ve sermaye arasındaki çelişki üzerinden tanımlamaya çalıştıklarını ifade eden Ersoy, sermaye ve doğa arasındaki temel çelişkiye değindi. Ersoy, sermayenin sürekli büyüme arzusunun doğaya kendi kendini yenileyebilme kapasitesinin üzerinde zarar verdiğini söyledi. Seçimde ana slogan olarak kullanılan ‘Umut emekçilerde çözüm sınıf mücadelesinde’ sözüne atıfta bulunan Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nu diğer siyasetlerden ayıran noktanın siyaseti emek sermaye çelişkisi üzerinden tanımlamak olduğunu, konularının ise birincil olarak ‘emek’ ve emekçileri siyasetin öznesi haline getirmeye çalışmak olduğunun altını çizdi. Ersoy, hiçbir partinin servet vergisi, sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanması, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi gibi emekçinin çıkarına olan talepleri dillendirmediğine dikkat çekti.
Meclise Girsek de Girmesek de Mücadele Edeceğiz
Bağımsızlık Yolu’nun toplumdan olumlu geri dönüşler almasını, parti siyaseti ile ilişkilendiren Ersoy, sadece söylemle kalmayıp ortaya somut öneriler koyduklarını vurguladı. Ersoy, “Verdiğimiz sözü tutabilmenin vicdan rahatlığı ile tekrar halkın karşısına çıkabiliyoruz. Muhalefet programında söylediğimiz sözler için mücadele sözü verdik. Meclise girsek de girmesek de mücadelemiz devam edecek” dedi. Halk arasında, Bağımsızlık Yolu’nun kararlı tutumunu görüp onaylayan bir kesim olduğuna dikkat çeken Ersoy, ‘Bu memlekete tutunmak gayretinde emekçiler olarak emekçilerin artık müdahale edip toplumsal hayatı değiştirebileceği tespitini yaptık, ortaya somut öneriler koyuyoruz ve mücadeleyi yükseltmek adına emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz’ diye konuştu. Ersoy, sihirli değnek ile çözümler bulmayı sunmadıklarını ve çözümü sınıf mücadelesinde aradıklarını ifade ederek, seçimin de bu mücadelenin parçası olduğunu söyledi.
Rejimin Yapısı İfşa Edilecek
Mecliste kendi gündemlerini yaratacaklarını belirten Ersoy, hükümetin getirdiklerine değil, kendi gündemleriyle muhalefet yapacaklarını söyledi. Ersoy, yatırılmayan sigortalar, kaçak çalıştırılan işçiler gibi konuları herkesin bildiğini fakat konuşmadıklarını ifade etti. Ersoy, “Bu konular gündem yapıldığında onlar da taraflarının, sermayeden yana mı yoksa emekçiden yana mı olduklarını belli etmek zorunda kalacaklar. Rejimin yapısı ifşa edilecek ve emeğin sorunlarını gündem yaparak fark yaratabileceğiz” ifadelerini kullandı. Ersoy, sine-i millet süreciyle ilgili kapsamlı değerlendirme sonrasında alınan kararı, adaylıklarını açıklamadan önce kamuoyu ile paylaştıklarını belirtti. Ersoy, kararda, yapısal olarak mevcut temsili demokrasinin ilkel bir demokrasi olduğunu, halkın temsil edilmediğini, rejim partilerinin halka verdikleri hiçbir sözü tutmadıklarını ve bunun meşruluk krizi olduğunu söylediklerini hatırlattı. Sine-i millet çağrılarına katılmadıkları ve yanlış bulduklarını söyleyen Ersoy, çağrılara yanıt veren Halkın Partisi’nin mevcut rejimi sanki yeni gayrimeşru olmaya başlamış gibi değerlendirmesini de yanlış bulduklarını ekledi. Mücadele etmek için meclise girmek istediklerini ifade eden Ersoy, rejimin yüzüne baka baka o gayrimeşruluğu haykırmak gerektiğini söyledi. Ersoy, her yerde mücadelede olduklarını vurguladı.