Türkiye çok önemli bir seçim sürecine doğru ilerliyor. Bu seçimlere gerek Sosyalist Güç Birliği İttifakı’nın gerekse de Emek ve Özgürlük İttifakı’nın parçası olarak katılacak tüm sosyalist örgütlere en derin dayanışma duygularımızı iletiriz. Bu ittifaklar arasındaki ve içlerindeki farklılıklar ne olursa olsun, her sosyalist yapının seçim başarısı bizim için önemlidir. Diğer yandan Türkiye’deki seçim dönemlerinde, Kıbrıs’ın bağımsızlık mücadelesine olumsuz etki eden bazı gelişmeler yaşanmaktadır. Bizi en iyi siz sosyalistlerin anlayacağı inancıyla bunlara değinmek isteriz.
Bugün Kıbrıs’ın tamamı emperyalizmin işgali altındadır. Emperyalist işgal; kuzeyde TC/NATO, güneyde Yunanistan/AB taşeronluğunda ve İngiliz Üslerinde doğrudan Britanya tarafından yürütülmektedir. Türkiye’deki sağ ve ulusalcı partiler, Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye’nin bir uzantısı olarak görüyor ve Kıbrıslı Türklerin siyasal iradesine saygı göstermiyorlar. Bu nedenle, biz Kıbrıslı Türk sosyalistler emeğin kurtuluşu için olduğu kadar, halkımızın iradesi ve bir bütün olarak Kıbrıs’ın bağımsızlığı için de mücadele ediyoruz.
Kıbrıs’ın kuzeyi, herhangi bir yurtdışı ülkesi değildir. Burada on binlerce Türkiye askeri konuşlanmış durumdadır. Kıbrıslı Türklerin merkez bankası, polisi, ordusu ve sivil savunma teşkilatının başına atamalar Türkiye’den yapılmaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyindeki tüm seçimlere, Türkiye devleti müdahale etmektedir. Mevcut cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve hatta hükümet partisi başkanlığı dahi meşru seçimlerle oluşturulmuş değildir. Türkiye’deki siyasi partiler, başta Almanya olmak üzere Türkiye vatandaşlarının yaşadığı çeşitli ülkelerde siyasi çalışmalar yürütse de, Kıbrıs’ın kuzeyi bu ülkelerden tamamen farklı bir konumdadır.
Türkiye’nin Kıbrıslı Türk halkının iradesi üzerindeki konumunu dikkate almadan Kıbrıs’ın kuzeyinde siyasal çalışma yürütenler, ister istemez bu çarpık ilişkiye katkıda bulunmuş olurlar. Elbette ki Türkiye’deki siyasi partilerin, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayıp da Türkiye vatandaşlığı bulunan kişilerin oyuna talip olma ve bu doğrultuda çalışma yürütme hakkını tanıyoruz. Özellikle Türkiye’nin sosyalist partilerinin bu konuda başarılı olmasını da canı gönülden istiyoruz. Ancak Türkiye’deki siyasi partilerin Kıbrıs’ın kuzeyinde ne “kendi ülkelerindeymiş gibi” ne de “herhangi bir Avrupa ülkesindeymiş gibi” siyasal çalışma yapması mümkün değildir. Çünkü Kıbrıs’ın kuzeyi ne Türkiye’den bağımsız bir devlettir ne de Türkiye’nin bir ilidir.
Biz Kıbrıslı Türk sosyalistlere göre; Türkiye’deki siyasi partilerin Kıbrıs’ın kuzeyindeki çalışmaları, Türkiye’deki seçim kampanyası süreci ile sınırlı kalmalıdır. Başta AKP olmak üzere Türkiye’den çeşitli siyasi partiler Kıbrıs’ın kuzeyinde düzenli “temsilcilik” bulundurmakta ve adamızın sorunları yerine Türkiye gündemlerini öne almaktadırlar. Bu uygulamanın yasal bir zemini de yoktur. Bağımsızlık Yolu olarak hem CTP’nin Dörtlü Koalisyon Hükümeti hem de UBP’nin çeşitli koalisyon hükümetlerinde bu konunun üzerine ısrarla gittik. Ancak bu hükümetler, Türkiye devletinin tepkisini çekmemek için bu yasa dışılığa sessiz kalmaktadırlar.
Bağımsızlık Yolu Türkiye’deki siyasi partilerin, seçim süreci boyunca Kıbrıs’ın kuzeyinde yapacakları çalışmalarını sadece Türkiye’deki seçim gündemiyle sınırlaması gerektiğini, yani çalışmalarının Kıbrıs’ın kuzeyinde bir siyasal özneleşme niteliğine bürünmemesi gerektiğini; örneğin miting düzenlemek veya eylem ve yürüyüş organize etmek gibi faaliyetlerden kaçınılması gerektiğini düşünmektedir. Aksi takdirde, ordusuyla bir coğrafyanın ekonomik, siyasi ve kültürel iklimini belirleyen devletlerinin gölgesinde hareket etmiş duruma düşeceklerdir. Bu nedenle ifade ettiğimiz noktaların hassasiyetini anlayacağınıza inanıyoruz.
Sizlere 14 Mayıs seçimlerinde bir kez daha başarılar diliyoruz. Halkımızın kalbi, Türkiye’nin aydınlık yüzü siz sosyalistlerle birlikte çarpmaktadır. Sosyalistlerin güçlü olduğu bir Türkiye hem Kıbrıslı Türk halkının hem de tüm bölge halklarının refahı için elzemdir.
YAŞASIN DEVRİMCİ DAYANIŞMAMIZ!
Bağımsızlık Yolu
Emekçinin Partisi