Kadın Sığınma Evi Devletin Görevi Hemen Şimdi!

Dünyada değişik coğrafyalarda şiddetin oranı değişkenlik göstermektedir. Ülkemizde ve benzeri ülkelerde Kadına Yönelik Şiddet gün geçtikçe artarak devam etmektedir, bulunduğumuz coğrafyada savaşlar nedeniyle kadın ve çocuk ölümleri pervasızca sürdürülmektedir. Her yıl 25 Kasımlarda Kadına Yönelik Şiddete karşı yükselen mücadele ruhunu ŞİDDET son bulana kadar ayni güç ve kararlılıkla devam ettireceğiz.

Kadına Yönelik Aile içi Şiddet hat safhaya ulaşmıştır Kadın cinayetleri her yıl artarak devem etmektedir,2016 yılında darp şikayeti ile polise başvuran kadın sayısı “210” son beş yılda şiddet gördüğü için devletten yardım isteyen kadın sayısı 1012’dir. Bu müracaatların artık bıçağın kemiğe dayandığı noktada olduğunu, aslında bu rakamların çok daha yüksek olduğunu yapılan araştırmalardan biliyoruz. Aile içi şiddeti ve Kadın cinayetlerini önleme kurumlarını devlet işler hale getirseydi bugün Burcular Halimeler aramızda olacaktı. Bugün bulunduğumuz bu noktada kocası tarafından vahşice bıçaklanarak öldürülen BURCU, HALİME ve kocaları tarafından öldürülen tüm kadınları saygıyla anıyoruz. Kadın cinayetlerinin bir daha yaşanmaması adına

Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi çalışmalarını, Tüm kadın örgütleri, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti kadın örgütleri de programlarının merkezine almalıdırlar.

Aile İçi Kadına Yönelik Şiddet ve Kadın Cinayetlerinin temelden beslendiği Ataerkil aile düzeni ve Erkek egemen yönetim sisteminin değiştirilmesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği bakış açısının toplumda kabulünü sağlamakla mümkündür. Bu toplumsal değişimi sağlamak “Toplumsal cinsiyet Eşitliği” nin okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin her kademesinde eğitim müfredatına konmalıdır.Ancak görüyoruz ki erkek egemen siyasi erk eğitim sisteminde kadının özgürleşmesine katkı sağlayacak çağdaş değişimler yapacağına, muhafazakar, kadını eve kapatan din ağırlıklı bir eğitim sistemini cazip hale getirip topluma dayatmaktadır.

Toplumumuzu olduğundan daha çağdaş bir noktaya taşımak, şiddet kültüründen uzaklaşmak ve bireylerin öfke kontrolünü sağlayabilmelerine katkı koymak için ; Kadına Yönelik Şiddet, Kadın Cinayetlerinin önlenmesi ve Kadına Yönelik Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi için ,tüm kadın örgütleri, sivil toplun örgütleri, siyasi parti kadın örgütleri “Kadına yönelik

Şiddetle Mücadeleyi misyon edinmelidir. Unutmayalım ki;

GÜÇLÜ VE ÖZGÜR KADIN

GÜÇLÜ VE ÖZGÜR TOPLUM demektir.

Siyasi ideolojik farklılıklarımızı gözeterek ortak paydada buluşup güç birliği yapmayı geliştirerek sürdürmeliyiz, Aksi takdirde yaptığımız etkinlikler ve eylemler palyatif çözümlere bile katkı olamayacaktır.

Kadına Yönelik Mücadeleyi sürdürebilmek, Kıbrıs halkının sosyokültürel yapısını korumak, köklü toplumsal değişimleri sağlayabilmek için demografik yapımıza yapılan müdahalelere karşı tepkimizi ortaya koymalıyız.

Son olarak bu güne kadar hükümette yer alan ,şu anda hükümet eden ve bundan sonra Hükümette yer alacak olan siyasi partilere bir çağrımız var .”Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” bir DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR Ben yapayım mantığıyla hareket ederek “KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE” konusunda başka başka projeler yapmak yerine yasası meclisten geçmiş bütün şiddet önleyici birimleriyle hazır olan TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DAİRESİ ni teşkilatlandırıp bir an önce aktif hale getirin YETER .

KADIN SIĞINMA EVİ DEVLETİN GÖREVİ

HEMEN ŞİMDİ.

MAKAMER(Mağusa Kadın Merkezi Der), Mağusa Kültür Derneği, Kadın Eğitimi Kollektifi, Akova Kadınlar Der, Yeniboğaziçi Kadınlar Der, Mormenekşe Kadınlar Birliği, Topçuköy Kadınlar Birliği Derneği, MASDER, Geçitkale Kadınlar Der, AFSA, Gazimağusa İzci Örgütü, MAGEM, Mağusa İnsiyatifi, Baraka Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu, Bağımsızlık Yolu Mağusa, Halkın Partisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi, TDP, CTP Mağusa Kadın Örgütü, KAMU-Sen, KTAMS,GÜÇ-Sen, KTÖS, KTOEÖS

 

 

Leave a Comment