Bugün önce AKP’li Fahrettin Altun ardından ise AKP’li Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kıbrıslı Türk yargısının aldığı bir karar üzerinden Kıbrıslı Türk halkının iradesine dönük saldırı niteliğinde açıklamalar yapmıştır.
Açıklamalar, şahsı 1000 odalı sarayına altın varaklı tuvaletler yaparken, halkını yardım patatesi ve soğanı için kuyruğa girmeye mahkum eden Erdoğan’ın, kendi insanının dini hassasiyetlerini sömürmek adına giriştiği çaba, Türkiye’de milyonlar Merkez Bankası’nın kayıp “128 Milyar Doları nerede” diye kendisine soruyorken Kıbrıslı Türk halkının kurumlarına efelenerek gündemi değiştirme çabasıdır. Böylesi bir tavır kabul edilemezdir.
Anayasa Mahkemesi’nin sonucunu açıkladığı davanın davacısı olan ve Erdoğan’ın “Din Düşmanı Sendika” diye bahsettiği sendika “Anavatancılığı” ile övünen ve Din İşleri Personelinin de gerici kesimlerinin örgütlendiği Hizmet-Sen tarafından teknik gerekcelerle açılmış bir davadır ve inanç özgürlüğü ile bir bağlantısı yoktur. Yine de şunu belirtmek isteriz ki, kendi ülkesinde Cemevleri’ne ibadethane statüsü vermeyen, Alevilerin evlerinin işaretlenerek hedef gösterilmesine sessiz kalan bir iktidarın Kıbrıslı Türk halkına inanç özgürlüğü dersi vermeye çalışması hem absürt, hem de kabul edilemezdir.
Kıbrıslı Türk halkı hem inanma, hem de inanmama özgürlüğüne saygılı bir halktır. Her halk gibi de kendi geleceğini kendi belirlemeye muktedirdir. Kıbrıslı Türkler olarak irademize yönelik nereden gelirse gelsin dış müdahalelere sessiz kalmayacağımızı geçmişte gösterdik, bugün de göstermekten geri durmayacağız.
Kıbrıslı Türk halkı ve Türkiye halkları kardeştir. Bağımsızlık Yolu olarak halklarımız arasına düşmanlık yaratmaya ve bu düşmanlıktan beslenip iç kamuoyunda giderek eriyen desteğini çaresizce arttırmaya çalışan AKP-MHP bloğunun gerici ajandasına geçit vermeyeceğimizi bir kez daha vurgularız.
Bağımsızlık Yolu (a)
Mustafa Keleşzade
Basın Yayın Sekreteri