“Kapitalizmin içinde bulunduğu yapısal kriz giderek derinleşmekte, neoliberalizmin yayılmacı ve vahşi yüzü kendini her bir noktada halklara hissettirmektedir.
Ada yarımızda ise geçtiğimiz yıllar işbirlikçi hükümetler eli ile Göç Yasası ve benzeri neoliberal uygulamalarla halkımızın, özellikle gençlerimizin fakirleştirildiği, özel sektörde sendikasız çalıştırılan emekçilerin her gün patronların daha fazla kar etmesi uğruna “iş kazaları” ile öldürüldüğü, kalıcı zararlara uğradığı bir durumu yaratmaktadır.
İşbirlikçi hükümetler ve TC Elçiliği aracılığı ile dayatılan gericilik halkımızı giderek kuşatmaktadır. Emekçilerin uzun çalışma saatleri ve devletin çocuklar için zorunda olduğu bakımı sağlamaması Kuran kurslarını giderek yaygınlaştırmaktadır. Bu sene gerçekleşen 5 kadın cinayetine ve giderek artan kadına şiddete rağmen devlet tek bir sığınma evi açmazken, her geçen gün yeni camiler açılmakta, İlahiyat Kolejleri yapılmaktadır.
Hükümetlerin işbirlikçiliği artık gençlerimizi öldürmektedir; geçtiğimiz yıl sırf Ankara’ya yaranmak uğruna işbirlikçi hükümetin yaz saati uygulamasını kalıcı hale getirmesi 2 gencimizin hayatına mal olmuştur.
Kurulmaya çalışılan Koordinasyon Ofisi ile hem halkımızın iradesi tamamen Ankara’ya teslim edilmeye çalışılmış, hem de daha örgütlü bir gericilik gençlerimize dayatılmaya çalışılmıştır.
Halkımızın barış iradesi hem şoven siyasi söylemlerle, hem de oluşturulan suni umutlarla kırılmaya çalışılmaktadır.
Farklı alanlarda gerçekleşen tüm bu saldırılar, örgütlü mücadele ile kendi direniş hatlarını da yaratmıştır. Zulüm var olduğu sürece direniş de var olacaktır.
Bağımsızlık Yolu bundan 3 sene önce 8 Aralık 2014’te kurulmuş genç bir örgüttür. Kurulduğu günden bu yana emekçileri bölmeye ve sömürmeye yönelik politikaların karşısında dururken, “sendikasız çalıştırılmak yasaklansın” şiarıyla da sokakta bir kampanya örmüş ve meclise yasa sunmuştur, Bağımsızlık Yolu’nun ilk kampanyası olan bu süreç halen devam etmektedir. Akdeniz’i ve özel olarak adamızı bir facia ile karşı karşıya bırakacak Akkuyu’daki nükleer santrale karşı Nükleere Hayır Platformu’nun kuruluşunda yer alıp, aktif çalışmalarını yürütmüştür. Suyun yönetiminin Kıbrıslı Türkler’de olması için kurulan Su Platformu’nun parçası olmuştur. Koordinasyon ofisine karşı yürütülen Reddediyoruz eylemlerinde ilk gününden, zafere kadar yer almıştır.
Eğitimde gericileştirme politikalarına sokakta dur demek için eylemler gerçekleşmiştir. Kıbrıslı Türk gençliğinin karanlıkta okula gidilmez çığlığının en geniş kitlelere yayılması için seferber
olmuştur. Kadına şiddete karşı her daim sokakta olurken, her ilçeye sığınma evi için başlatılan kampanyanın da yürütülmesine katkı sağlamıştır. Halkların barışını şekillendirmek için farklı şehirlerde çeşitli eylemlerde bulunmuş barış için sadece kapsamlı müzakereyi değil, kapsamlı mücadeleyi önüne koymuştur Bu 3 yılda emekçi düşmanlığının, gericiliğin, işbirlikçiliğin, kadın düşmanlığının karşısına barış, bağımsızlık ve emeğin kurtuluşu için sokakta devrimci bir set çekmeye çalışırken, bir yandan da Mağusa ve Omorfo’da bölge örgütlerini, Girne’de ise birim örgütünü kurmuştur. Kıbrıslı Türklerin devrimcileri olarak Bağımsızlık Yolu, devrimci bir alternatifi sokakta ilmek ilmek örmektedir.
Erken seçimle ilgili Bağımsızlık Yolu Meclisimiz toplanmış, içinde bulunduğumuz örgütsel ve toplumsal durumu analiz etmiş ve alternatifleri değerlendirmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda seçimlere bu dönem her hangi bir parti ile veya bağımsız adaylarla aktif örgütsel katılım sağlamanın doğru olmayacağına karar verilmiştir. Örgütümüz bir boykot örgütlemenin koşullarının ada yarımızda olmadığı, sandığa gitmeme tavrının ise kitleleri pasifize edecek ve mücadeleden uzaklaştıracak bir tutum olacağı tahlilinde bulunmuştur. Ayrıca BY Meclisi gelecek genel seçimlere kadar halkımızla sokakta şekillendirdiğimiz devrimci alternatifi, sandıkta da işbirlikçilerin karşısına çıkarmak için, sermayenin alternatiflerinin karşısına emeğin alternatifini sandıkta da var edebilmek için bir parti oluşturma sürecini başlatmaya karar vermiştir.
Seçimlere katılacak partiler incelendiğinde ise karşımıza sermaye yanlısı ve işbirlikçi bir blok çıkmaktadır. TDP ise sokak mücadelesi eksik kalmış ancak Koordinasyon Ofisi’ne karşı net duruşu ve Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın yasa tasarısını Bağımsızlık Yolu ile meclise taşıması ve desteklemesi pratiği ile bu partilerden bir adım öne çıkmaktadır. Toplumcu Demokrasi Partisi’nin oylarının yüksek çıkması halkımızın sokakta sürdürmekte olduğu mücadelenin sandığa da yansıması olarak olumlu olacaktır.
Emekçi düşmanlarına, gericilere, işbirlikçilere oy yok! Sokaktaki gücünü sandığa da taşı!
Bağımsızlık Yolu Genel Komitesi