“Değerli basın emekçileri ve duyarlı kamuoyu;
Bugün burada, 18 Nisan 2017 tarihinde Yemen Kahvesi önünde eşi Özgür Okumuş tarafından defalarca bıçaklanarak katledilen kız kardeşimiz Burcu Akçakaya Okumuş’un davasının sonuçlanıncaya dek takipçisi olduğumuzu bildirmek, ada genelinde gün geçtikçe hızla artış gösteren kadına yönelik öldürmeye kadar ilerleyen şiddetin çaresinin kadın sığınma evi ile birlikte olduğunu hatırlatmak için buradayız.Arkası kesilemeyen kadın cinayetleri halkta korku ve endişe yaratmaktadır, 2017 yılında meydana gelen kadın cinayetlerinin toplamında 5tanesinin 2 tanesi Mağusa bölgesinde yaşanmıştır.
Burcu’yu erkek egemen sisteme karşı yitirdikten 2 gün sonra Lefkoşa’da bir başka kız kardeşimizi kaybettik. Ardından geçtiğimiz aylarda yine Mağusa’da, Burcu’nun tüyler ürperten cinayetinin öfkesi bizlerde dinmemiş ve yargı süreci yeni başlamışken bir başka kız kardeşimiz eski sevgilisi tarafından kendi evinde av tüfeği ile vurularak öldürülmüştür. Sadece birkaç ay ile şehrimizde yaşanan kadın cinayetleri şiddetin sadece bir boyutudur. Bizler biliyoruz ki, her gün içerisinde kadınlar olarak sözel/fiziksel/psikolojik şiddete maruz kalıyoruz. Ev içi şiddet veya sokakta uğradığımız psikolojik şiddete karşı susmamak adına şikayetlerini karakola giderek bildiren kadınların şikayetleri her zaman görmezden gelinmektedir. Kadına yönelik şiddeti koruyan devlet ile birlikte medyadır. Medyanın desteği ile erkek şiddeti meşrulaştırılmaya, hep bir haklı sebep gösterilmeye ve “macera hikayesi” gibi gazetelerde sunulmaktadır. Öldürülen kadınların hikayesine bir yenisini daha eklememek için bugün Burcu’nun, Halime’nin sesi olduğumuz için buradayız.
Başta ev içi şiddet olmak üzere birçok alanda mağdur edilen kadınların yaşam haklari her geçtiğimiz gün ihlal edilmektedir
Erkeğin şiddetini meşru kılan veya haklı sebep arayışında bulunan erkek egemen devlete karşılık olarak bizler bu mücadelede omuz omuzayız.
Erkek şiddetine bir kız kardeşimizi daha yitirmiş olmanın üzüntüsü yanı sıra hala daha herhangi bir sığınma evi veya kadınlara yönelik güvenlik vb. önlemi almak için çalışma başlatmayan devletin ilgili makamlarına açık çağrıda bulunarak, bir kez daha görevini hatırlatmak istiyoruz.
“Sığınma evi, devletin görevi. Hemen şimdi”
25 Kasım Organizasyon Komitesi