Sistemin üzerimizde yaratmaya çalıştığı tüketim kültürü ile birlikte, hayatımız reklamlarla kuşatılmış vaziyettedir. Televizyon izlerken, gazete okurken, dergi karıştırırken, hatta sokakta yürürken bile onlarca reklama maruz kalıyoruz.
Reklamlar artık ürünlerin pazarlandığı araçlar olmanın ötesinde, cinsiyetçi davranışların ve söylemlerin normalleştirildiği, devam ettirildiği ve meşru kılındığı alanlar olarak çıkıyor karşımıza.
Girne bölgesinde son 2 haftadır. Otobüs duraklarında, çemberlerde, billboardlarda karşımıza çıkan yeni açılmış bir cafenin “Girne’de Bizimkini Yemeyen kaldı mı?” sloganı ile yapmış olduğu cinsiyetçi reklam başta Girneli kadınlar ve eşitlikten yana gailesi olan bizler için oldukça rahatsız edicidir.
Kar hırsı ile yapılmış olan bu ve bunun benzeri cinsiyetçi reklamlar, imalı ifadeler, bilinçaltının algısına yönelik cinsel imgeler ve cinsellikle ilgili vaatler içeren söylemler, kadınların cinsel bir obje olarak görülmesini ve kadın bedeninin metalaştırılmasını normalleştirmektedir.
Yarattığı eşitsizliklerle kadın bedeni ve emeği üzerinde baskı kuran, kadın emeğini evde ve iş yerinde çifte sömüren sistem içerisinde bir de reklamlar aracılığıyla bu eşitsizlikliklerin pazarlanması kabul edilemezdir.
Dünyada cinsiyetçi reklam yasağı uygulanmaya başlarken bu reklamların hiçbir süzgeçten geçirilmeden izin verilmesi bizler için anlaşılmazdır. Girne Belediyesi’nin bu reklamlara izin verirken sadece alacağı para ile ilgilenmemesi; reklam içeriğinin, cinsiyetçi, ırkçı, ayrımcı, insan haklarını ihlal edici vs. unsurlar var mı diye denetleyebileceği bir mekanizma oluşturması gerekmektedir.
Bağımsızlık Yolu Girne Bölge Örgütü olarak ilgili işletmeyi bölgemizin her yerine döşediği bu çirkin reklamdan dolayı kınıyor, Girne Belediyesi’nin reklam izinleriyle ilgili süreci salt parasal görmeyi bırakarak, bu reklamın derhal kaldırılmasını ve bundan sonra cinsiyetçi reklamlara müsaade edilmemesini talep ediyoruz.
Bağımsızlık Yolu Girne Bölge Örgtütü