Ülkemizde ayrılıktan çıkar sağlayan çevreler, müzakerelerin uzunca bir süredir durduğu bir dönemde mevcut durumdan faydalanarak bölünmüşlüğü derinleştirmeye çalışıyorlar. Bu kesimin düşünceleri ise son dönemde HP Başkanı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın ağzından ifade buldu. Sağ ve sol gibi siyasal tercihlerden bilinçli bir şekilde kaçarak çeşitli ülkelerde yayılan yeni sağın Kıbrıs’ın kuzeyindeki örneği olan Özersay; savunduğu çizgiyi Kıbrıs sorunuyla ilgili pratiğiyle de belli ediyor.
Özersay müzakerelerde yaşanan tıkanıklığı, Kıbrıslı Elen liderliğinin şoven yaklaşımını vb. gerekçeleri öne sürerek “paylaşıma dayılı” model olan federasyon anlayışından vazgeçilmesini, “işbirliğine dayalı” model adı altında iki ayrı devlet anlayışını savunuyor. Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü kalıcı hale getirmek demek olan bu anlayışın, ne Kıbrıslı Türklerin ne de Kıbrıs halklarının çıkarına olmadığı yıllardır süren pratikle ortadadır. Geçmişte Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini tayin hakkını ayrı devlet kurmaktan yana kullanmasını savunan çok sayıda isim, yıllar içinde bunun halkımızın yok olması anlamına geldiğini anlayarak bu görüşlerden vazgeçmişlerdir. Her samimi yurtsever, Kıbrıslı Türk halkının kendi geleceğine sahip çıkabilmesinin, tüm Kıbrıs’ın geleceğine sahip çıkmakla mümkün olduğunu bunun da Kıbrıs halklarının paylaşacağı birleşik, bağımsız, halkları kardeş bir ortak federal devletle olacağının farkındadır. Bu da hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Elenler’in kendi kaderlerini tayin hakkını federasyondan yana kullanmaları ile mümkünüdür.
Bu gerçek, reel siyasetin yöneliminden, müzakerelerin gidişatından, emperyal güçlerin neyi savunduğundan bağımsız olarak ortadadır. Çünkü Kıbrıslı Türkleri dünyadan koparan ayrı devlet anlayışı sadece bu kopukluktan fayda sağlayanlara, yani bizim üzerimizden adada egemenlik kuranlara yarar sağlar. Kıbrıs halklarının bağımsız bir ülkenin yurttaşları olarak yaşayabilmeleri adamızı birleştirmelerine bağlıdır. Dolayısıyla bizim federasyon ve barışta ısrarcı olmamız sadece bir tercih değil halkımızın çıkarları için de politik bir gerekliliktir. Bağımsızlık Yolu liberal bir federalizm anlayışının sınırlarının farkında olan emekten yana bir parti olarak; emekçi kitlelerin iradesine dayalı demokratik bir halk federasyonu için mücadele etmektedir.
Bağımsızlık Yolu, ekonomik kriz ortamında emekçilerin sınıfsal mücadelesinin “federal çözüm” gibi hedeflerin arkasına dizilerek bulandırılmasına karşı çıktığı gibi; söz konusu olan Kıbrıs sorunu olduğunda ortak vatan mücadelesinin geri plana atılmasını da kabul etmeyecektir. Kıbrıs’ın emekçi halkları olarak ya birleşik, federal bir Kıbrıs’ta geleceğimize sahip çıkacağız ya da herhangi bir geleceğiniz olmayacak. İşte bu yüzden, halkımızı federasyon fikrine sahip çıkmaya, emekten yana bir federasyon için Bağımsızlık Yolu’nda örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.
Bölünmüşlüğe Hayır!
Yaşasın Emekçi Halk Federasyonu!
Bağımsızlık Yolu(a)
Ali Şahin
Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri