8 Mart’ta Sokağa, Eşitliğe, Özgürleşmeye

(07.03.2016)

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde emeğimizi çifte sömürenlere, suyu özelleştirenlere, bedenimiz üzerinde hak iddia edenlere, bugünün altını boşaltmaya çalışanlara, alan bağımsızlığına saygı duymayanlara, vaadlerle bizi oyalayan hükümete isyanımız var!
Bugün sokağa çıkıp sendikal haklarımız için haykırmalıyız çünkü düşük ücrete uzun saatler çalışırken işimizi kaybetme tehlikesi içinde yaşıyoruz.
Bugün ev içi görünmeyen emeğimizin daha fazla sömürülmemesi için sokağa çıkmalıyız çünkü hiçbir sosyal güvencemiz olmadığı gibi sistemi yeniden üretmeye yarayan ev işleri bizi kendimize giderek daha da yabancılaştırıyor.
Bugün yanı başında sürüp giden savaşta esir alınan, tecavüze uğrayan kız kardeşlerimiz için sokağa çıkmalıyız çünkü biz savaşta kadın olmanın ne demek olduğunu yakın geçmişimizden biliyoruz.
Bugün muhafazakarlığa ve dinsel gericiliğe karşı sokağa çıkmalıyız çünkü birileri bize ne giyip nasıl konuşmamız, kaç çocuk doğurmamız gerektiğini söyleyemez.
Bugün “cami değil sığınma evi” talebimizi bir kez daha haykırmak için sokağa çıkmalıyız çünkü bizim yaşam hakkımızı, beden bütünlüğümüzü, vücut dokunulmazlığımızı korumak devletin anayasal görevidir.
Bugün gece kulüpleri kapatılması için sokağa çıkmalıyız çünkü kız kardeşlerimizin devlet eliyle pasaportlarına el konularak insanlık dışı koşullarda yaşamasına ve çalışmasına isyanımız var.
Bugün insan yaşamı için en temel hakkımız olan su özelleştiriliyor diye sokağa çıkmalıyız çünkü suyun özgür olmadığı yerde, kadınlar da özgür değildir.
Bugün sokağa çıkarken kendi rengimizi ve sesimizi yanımızda getirmeliyiz çünkü 8 Mart’ı kimse tektipleştiremez.
Bugün sokağa çıkmalı ve kızlı erkekli yürümeliyiz çünkü feminizm herkes içindir.
Bizler Bağımsızlık Yolu olarak, tüm üye ve sempatizanlarımızı, bileşeni olduğumuz 8 Mart Organizasyon Komitesi’nin düzenlediği iki toplumlu 8 Mart etkinliğine çağırıyoruz. 8 Mart Salı günü 17.30’da Kuğulu Park’ta buluşup eşitliğe, özgürleşmeye, barışa yürüyoruz.
 
Bağımsızlık Yolu (a)
Firuzan Nalbantoğlu

Leave a Comment